İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. Asya
  3. Filipinler Gezi Rehberi

Filipinler Gezi Rehberi

filipinler-gezi-rehberi

Pasifik Okyanusu‘nun batısında yer alan Filipinler, irili ufaklı 7641 adacıktan oluşmaktadır. Üç ana coğrafi bölgeden oluşan Filipinler, 300.000 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Nüfusun yoğunlaştığı bu üç ana kara alanı Luzon, Visayas ve Mindanao‘dur. Çin, Endonezya, Malezya, Vietnam ve Tayvan, diğer ülkelerle kara bağlantısı olmayan Filipinler’e en yakın ülkeler arasında yer alıyor. Pasifik Sismik Bölgesinde bulunan bölge, depremlere ve şiddetli tropikal fırtınalara karşı hassastır. Filipinler ve çevresinde günde ortalama 20 deprem olmasına rağmen, hissedilemeyecek kadar küçüktür. Son büyük deprem 1990 Luzon Depremi idi ve depremin büyüklüğü 7.7 olarak ölçüldü. Ülkede Mayon, Pinatubo ve Taal gibi birçok aktif yanardağ da bulunmaktadır.  Filipinler bugün dünyanın en büyük ikinci jeotermal enerji üreticisi haline gelmiştir. Ayrıca ülke, Pasifik Okyanusu’ndaki konumu nedeniyle şiddetli hava olaylarına maruz kalmaktadır. Doğal afetlere yoğun bir şekilde maruz kalan Filipinler’in doğası da benzersizdir. Adacıklarının çoğu volkanik dağlardan oluşur ve dağlar tropikal yağmur ormanlarıyla kaplıdır. Bu yağmur ormanları, ülkenin her yerinde eşsiz manzaralar sunar. Puerto-Princesa Yeraltı Nehri Ulusal Parkı gibi dünyaca ünlü nadir doğa harikalarına sahiptir.

Yağmur ormanları, geniş kumsalları, bitkileri, kuşları, hayvanları ve deniz canlıları ile pek çok endemik türe ev sahipliği yapan ülke, aynı zamanda yaban hayatının en büyüleyici olduğu coğrafya. Ülkenin büyüleyici ormanlarında yüzlerce endemik kuş, memeli ve sürüngen türü bulunurken, bilim adamları henüz keşfedilmemiş endemik türlerin de hayatta kaldığına inanıyor. Ülkenin sembolü ilan edilen Filipin kartalı, dünyanın en büyük kartallarından biridir ve maymun yiyici olarak da bilinir. Kara biyoçeşitliliğinin yanı sıra, Filipin suları da biyolojik çeşitliliği çok yüksek bölgelerden biridir. Filipinler, nüfusunun çoğunluğu kıyı bölgelerinde yaşayan, dünyanın en büyük diasporasına sahip ülkesidir. 100 milyonu aşan nüfusu ile dünya nüfus listesinin başında yer almaktadır. Birçok milletten insanın yaşadığı ülke önemli bir ekonomik potansiyele sahiptir. Ülke ekonomisi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Asya’nın en güçlü ekonomilerinden biri olarak görülüyordu. Ancak diktatör Ferdinand Marcos döneminde ülke ekonomisi büyük zarar gördü, bugün işsizlik ve enflasyon oranları genellikle düşük oranlarda seyrediyor. Tarıma dayalı bir ekonomiden sanayi ekonomisine geçen ülkede okyanus kıyılarından toplanan inciler önemli bir yere sahip. Aynı zamanda tahminlere göre Güney Afrika’dan sonra dünyanın en büyük altın rezervine sahip ülkesi. Ülkenin tarihi çok eskidir. Bilinen en eski insan izleri 67.000 yıl öncesine dayanıyor. Pek çok devletin kurulduğu ve yıkıldığı Filipin toprakları da bir kolonizasyon döneminden geçti.

Filipinler Başkent, Şehirler ve Bölgeler

Filipinler’in 80 idari bölümü, 120 şehri ve 17 bölgesi vardır. Ancak ülke hakkında konuşmayı kolaylaştırmak için 3 büyük adada gruplandırma yapılıyor. Bu adalardan ilki, ülkenin başkenti Manila‘nın da yer aldığı Luzon‘dur. Filipinler’in en kuzeyi olan Luzon Adası hem ülkenin merkezi hem de ekonomik olarak en gelişmiş yer. İkinci ada Visayes, Filipinler’in merkezindeki adadır. Doğası, biyolojik çeşitliliği ve antik yapılarının yanı sıra ülkenin en güzel plajları da Visayes‘te bulunuyor. Son olarak, Mindanao Adası, Filipinler’in en güney kısmıdır. Yerel nüfusun yüksek olduğu Mindanao, zengin bir kültüre sahiptir. Mindanao; güneyde “Cagayan de Oro”, kuzeydeki” Altın Dostluklar Şehri” ve dünyanın en büyük şehirlerinden biri, aynı zamanda Filipinler’in en yüksek şehridir.

Filipinler Nerede?

Pasifik Okyanusu’nun batısında yer alan Filipinler, kuzeyde Luzon Boğazı ve batıda Güney Çin Denizi ile çevrilidir. Denizaşırı komşuları, Tayvan ve Çin’in kuzeyine ve batıda, Vietnam Filipinler’in karşısındaki Borno adasına uzanır. Batıda Filipin Denizi ve Palau var.

Filipinler’de Konuşulan Diller

Filipinler’de, 182’si halen konuşulan 186 farklı dil vardır. Bunlardan dördünü konuşmak için kimse kalmadı. Ülkedeki yerli dillerin çoğu Malayo-Polinezya dillerinden gelmektedir. Filipince ve İngilizce’nin resmi dil olduğu ülkede, bu iki dil hükümet, eğitim, medya ve iş dünyasında kullanılsa da İngilizce kullanılmamaktadır. Günlük hayatta çok Filipince konuşulur. İspanyolca’nın ortak dil olarak kullanıldığı Filipinler’de, 19 bölgesel dil, ülkelerin yardımcı resmi dili olarak kabul edilmektedir.

Filipinler’de Din ve İnanç

Filipinler laik bir ülke olmasına rağmen, ülkedeki en yaygın dini inanç Hristiyanlıktır. 2015 raporlarına göre, Katolik inancının nüfusun yüzde 82,9’unu oluşturduğu ülkede Protestan nüfusu yüzde 5. Sünni İslam’ın da yaygın olduğu Filipinler’de yüzde 2 geleneksel dini inanç var.

Filipinler’in Kısa Tarihi

Negritos ve Aetas; Avusturya Aborijinleri, Papualılar ve Melanezyalılarla akraba olan Filipinler’e ilk gelenlerdi. Portekizli kâşif Magellan 1521’de Homonhon Adası‘nı keşfettiğinde, adada İspanyol kolonileri kurulmaya başladı. Bu süre zarfında Hristiyanlık adaya yayılmaya başladı. Ardından yaklaşık 85 yıl süren İspanyol kolonilerine karşı savaş dönemi başladı. Aynı dönemde Alman, Portekiz ve İngiliz kolonileri de ülke topraklarında hâkimiyet kurmaya çalıştı, ancak sadece İngilizler başarılı oldu.  İspanya ile Amerika arasındaki savaşın etkisiyle Filipinler, 1898’de İspanya’ya karşı bağımsızlığını ilan etti ve 1935’te Milletler Topluluğu statüsünü aldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon İmparatorluğu tarafından işgal edilen ülke, en kanlı ülkeyi yaşadı. Manila Savaşı, Bataan Ölüm Yürüyüşü ve Manila Katliamı bu dönemden bilinen tarihi olaylardır. Savaşın sonuna kadar yaklaşık 1 milyon vatandaşını kaybeden ülke, 24 Ekim 1945’te Birleşmiş Milletler’in kurucu üyelerinden biri oldu ve 1946’da bağımsızlığını tanındı. Soğuktan olumsuz etkilenen ülke Savaş, 1986 yılında reform dönemine girmiş ve yeniden toparlanmaya başlamıştır. Ülke ekonomik açıdan ivme kazanmış olsa da, bugün hala doğal afetlerin neden olduğu yıkımla mücadele etmektedir.

Filipinler’e Ne Zaman Gidilir?

Filipinler tüm yıl boyunca sıcaktır. Ancak haziran-eylül arası dönemin tayfun dönemi olduğu ülkede yağışlar bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Ancak ülke çok genel olarak yağmurlu değil. Öte yandan bu mevsimde ülkede büyük tayfunların görülmesi çok muhtemel. Bu dönem biraz tehlikeli olabilir, bu yüzden ziyaret etmek çok da keyifli olmayabilir. Ancak bu dönemde birçok turistin düşündüğü gibi sezon otel fiyatları çok düşüktür. Öte yandan tayfun döneminin bu dönemi, birçok sörfçü için büyük dalgalar anlamına geliyor. Aralık-ocak ayları, en düşük sıcaklıkların görüldüğü aylardır ve bu nedenle bunaltıcı sıcaklar olmadan tadını çıkarabilirsiniz. Mart ve mayıs ayları arasında hava kurak ve sıcaklıklar çok yükselir. Yağmur mevsimi mayıstan itibaren başlayıp kasım ayına kadar sürer.

Filipinler’e Nasıl Gidilir?

Filipinler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının şartıyla 30 gün vizeyi aşmak istemiyor. 30 günden fazla kalmaya karar verirseniz, ülkedeki göçmenlik bürolarına gidip para ödeyerek kalışınızı uzatabilirsiniz. Türkiye’den Filipinler’e direkt uçuşlar var. Ancak transferle ülkeye gitmek daha ucuz olabilir. Singapur veya Bangkok aktarmalı bir uçuşla çok daha ucuza seyahat edebilirsiniz.

Filipinler’de İklim ve Hava Durumu

Tropikal iklim koşullarının yaşandığı Filipinler’de, mart ve mayıs arasındaki dönemi kapsayan, tag-init veya tag-araw olarak bilinen en sıcak yaz mevsimidir. Bu dönemde yağış pek görülmez. Genelde haziran ayında başlayan ve ekim ayına kadar devam eden yağmurlar, okyanusla birlikte ülkede tayfun riskini artırıyor. Tag-ulan adıyla anılan bu dönem en çok yağış alan dönemdir. Ülkedeki en soğuk dönem kasım ve şubat ayları arasındadır. Filipinler’de ortalama sıcaklık yıl boyunca 25 derece ile 32 derece arasında seyreder. Bu sıcaklıklar deniz seviyesinde ülkenin her yerinde hemen hemen aynıdır. Ancak dağlar ve vadilerdeki sıcaklıklar deniz seviyesinden çok daha düşüktür. Ek olarak, tayfunlar büyük felaketlere ve hatta can ve mal kaybına neden olabilir.

Filipin Ekonomisi

Asya ekonomisinin kaplanı olarak nitelendirilen Filipinler, uzun savaş döneminden sonra önemli bir yükseliş yaşadı. 2000’li yıllarda yeniden yükselişe geçen ülkenin para birimi olan 2000’li yılların Asya Mali Krizinden olumsuz etkilenmesine rağmen, 2005 yılında Filipin pesosu Asya’nın en işlevsel para birimi haline geldi. Bugün, ekonomide dünyada en büyük 39. Ülkesidir. Filipinler ekonomisi tarıma, elektronik endüstrisine, iletişime ve turizme dayanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in raporlarına göre geniş biyolojik çeşitliliği, doğal güzelliği, yağmur ormanları ve plajları ile her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Filipinler’de hijyen oldukça gelişti.

Filipinler Kültür

Filipinliler çok cana yakın ve misafirperver insanlar. Şehir dışında yaşayanlar ilk başta çok utangaç olabilirler ama bu insanlar misafirlere her zaman çok yardımcı olurlar. Çok neşeli olan memleket halkına da aynı nezaketle karşılık vermenizi bekliyorlar, selam ve teşekkür etmek memleket hakkı için çok önemli. Ülkenin bazı kırsal bölgelerinde, eve girerken ayakkabılarınızı çıkarmanız beklenebilir. Özellikle bayram dönemlerinde herkes çok uzlaşmacı ve dinamiktir. Filipinler, Asya’nın Hristiyan nüfusuyla en kalabalık ülkesidir. Büyük bir Katolik nüfusa sahip ülkede, dini ritüellere saygı göstermeniz beklenecektir. Ayrıca günlük hayatta herhangi bir kısıtlama olmasa da Müslüman nüfusun yaşadığı bölgede biraz daha dikkatli giyinmeniz tavsiye edilir. Müslümanlar genellikle güneyde yaşıyor. Ülkedeki kültür ve aksanlar bölgeden bölgeye büyük ölçüde değişir.

Filipin Mutfağı

Filipin mutfağı, Hint, Çin, Malezya, İspanyol, Avrupa ve Amerika mutfaklarından etkilenmiştir. Çok zengin bir mutfağa sahip olan Filipinliler, bitkilerin çeşitliliği ve tarımın gelişmesi nedeniyle hemen hemen tüm yemeklerinde sarımsak, soğan ve zencefil kullanırlar. Elde yemek anlamına gelen kamayan geleneği, ülkenin bazı bölgelerinde hala yaygın. Çünkü elle yenen yemekler Filipinlilere göre çatal veyahut kaşık kullanılarak yenilen yemeklere göre daha lezzetli. Yemeyi seven, asla diyet yapmayan Filipinliler, yeme alışkanlıklarını yarın yokmuş gibi yemek yemek olarak tanımlıyorlar. Filipinler’de pirinç genellikle ana yemekle birlikte servis edilir. Çin mutfağının hazırladığı erişteleri andıran tava, domuz eti, ızgara sebzeler, karides ve tavuk gibi birçok çeşidi mevcuttur. Kare kare, sığırkuyruğu yahnisi, Filipin mutfağının geleneksel bir yemeğidir ve fıstık sosuyla hazırlanır. Ülkenin mutfağının bir diğer popüler yemeği de soya, sarımsak ve sirkeden yapılan ekşi soslu adobo, kızarmış tavuk veya domuz etidir. Tapa, haşlanmış pirinç ve yumurta ile servis edilen marine edilmiş biftek. Pek çok tropikal meyve çeşidine sahip Filipinliler, bunları tatlılarında da kullanıyorlar. Halo-Halo dedikleri en meşhur tatlılar, tatlı muz, kırmızı ve beyaz bezelye, hindi, buz, süt ve reçel veya dondurmanın karıştırılmasıyla hazırlanan tatlılardır. Salatalarını tatlandırırken meyveleri çok kullanan Filipinlilerin achara dedikleri salatalar papaya ile hazırlanıyor. Ülkede tropikal meyve suları çok çeşitlidir. Bitkisel çayların çok tüketildiği Filipinler’de en meşhur çay, salabattır. Pandaların yaşadığı ağaç köklerini limon otu ile karıştırarak zencefil çayı olarak da nitelendirilebilecek çayı hazırlarlar. Ayrıca kahve ve çikolata da çok içiliyor. Biranın en çok tüketildiği ülkede en popüler yerli bira markası San Miguel. Cinlerin yerel versiyonu ginebra da çok tükettikleri güçlü bir içecek. Hindistan cevizi, lambanog ve tubadan hazırladıkları yerel likörler ülkenin diğer içecek çeşitlerindendir. Alkolün oldukça ucuz olduğu ülkede alkol tüketimi için alt yaş sınırı 18’dir.

Filipinler’den Alınacak Hediyelik Eşya

Tüketim Filipinler’de çok yüksek. Ucuz alışveriş imkânı sağlayan bitpazarları veya tezgâhların yanı sıra ülkede çok sayıda büyük alışveriş merkezi bulunmaktadır. Manila’daki Ayala Center, en büyük alışveriş merkezlerinden biridir. Ülkeden dönerken sevdikleriniz için alabileceğiniz birçok hediye alternatifi de bulunuyor. Filipinler ile Çin arasındaki ticari ilişki sonucunda özellikle Manila’da antika porselen ile karşılaşacaksınız. Gümüş kolyeler ve küpeler Filipinler’de çok popüler. Yerli halkın ahşap gibi malzemeler kullanarak ürettiği takıları da satın alabilirsiniz. Marikina ve Rizal, ayakkabı ve çantalarla tanınan Filipinler’de bu ikisinin başkentleri olarak kabul edilir. Ahşap oymacılığı, yerli halklar arasında en yaygın zanaattır. Hayvan totemleri gibi efsanevi anlamlara sahip bu ürünleri satın alabilir, hikayeli bir hediye ile ülkenize dönebilirsiniz. Filipinler’deyken ülkenin geleneksel kıyafetlerini mutlaka kontrol edin, ananas ve pina denilen diğer hammaddeler kullanılarak yapılan bu giysiler biraz pahalı ama kesinlikle buna değer. Ülkeden dönerken alınabilecek hediye alternatifleri arasında en lezzetli olanlar şüphesiz kurutulmuş mango ve çikolata. Özellikle Chocnut ve Tablea çikolatalarını kaçırmayın.

Filipinler Festivalleri

  • Ati Atihan Festivali (Ocak)
  • Dinagyang Festivali (Ocak)
  • Sinulog Festivali (Ocak)
  • Panagbegna Festivali (Şubat)
  • AliwanFiesta (Nisan)
  • Moriones Festivali (Paskalya)
  • Pahiyas Festivali (Mayıs)
  • Pintados Festivali (Haziran)
  • Kadayawan Festivali (Ağustos)
  • MassKara (Ekim)
  • Higantes Festivali (Kasım)

Filipinler’deki Tatiller / Bayramlar / Önemli Günler

  • EDSA Devrim Yıldönümü (25 Şubat)
  • Paskalyadan Önce Perşembe (Mart’ın Son Perşembesi)  

Filipinler’de Gezilecek Yerler

  • Boracay Adası
  • Cebu
  • Coron
  • Manila
  • Palawan
  • Bohol
  • Pamalican Adası

Boracay Adası

Yeryüzünün cenneti, pamuk adası olarak da bilinen Boracay Adası, beyaz kumsallarıyla Filipinler’in gözbebeği hatta dünyanın elması olma özelliğine sahip, kristal sular, yemyeşil ormanlar ve hindistan cevizi ağaçları. Filipinler’de keşfedilmeyi bekleyen 7 bin 107 adadan sadece biri olan Boracay Adası, Filipinler’de en çok tercih edilen yerlerden biri ve turistlerin en çok tercih ettiği ada. Eskiden İspanyol yönetimi altında olan ada, 1970’lerde küçük bir balıkçı kasabasıydı ve daha sonra Avrupalıların Boracay Adası’na gelişiyle inanılmaz derecede popüler bir yer haline geldi. İspanyollardan sonra Amerikalıların bu coğrafyada 40 yıl süren hakimiyeti, adada dil olarak İngilizce konuşulmasına neden olmuş ve adanın resmi dili İngilizce olarak kabul edilmiştir.

Zaman ilerledikçe Boracay Adası, Filipinler’in turizm merkezi haline gelmiş ve her yıl dünyanın her yerinden ziyaretçilere kapılarını açmıştır. Yıl boyu ılık suyu ve tropikal mevsim özellikleri ile bu ada size dünya standartlarında kum, güneş ve deniz üçlüsünü en güzel şekilde sunuyor. Ayrıca ada, Türk vatandaşlarının 30 gün süreyle vizesiz seyahat etmesine izin veriyor. Keşfedilmemiş doğası, beyaz kumsalları ve turkuaz denizi ile Asya’nın incisi olan ada, yaklaşık 12.003 nüfusa sahiptir. Dünyadaki en uygun tatil fırsatlarını sunan BoracayAdası, hem ekonomik hem de kültürel yaşam açısından turistleri büyülüyor. Ulusal para birimi Filipin pesosudur. Rüzgârlı iklimi ile ziyaretçilerine pek çok alternatif sunan Boracay Adası’nda su sporları oldukça gelişmiştir. Her zaman esen rüzgâr eşliğinde adada deniz kaskı ile sörf, yelken, yelken, su altı dağ yürüyüşü ve şnorkelli yüzme keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca plaj voleybolu ve frizbi gibi birçok aktiviteye de katılabilirsiniz. Boracay Adası’na özgü geleneksel balıkçı tekneleri ile adayı gezerken, su altı akvaryumunu izleyerek gün batımının eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz. Suyu kristal gibi simüle etmek, denizin inanılmaz derecede berrak olmasıdır. Öyle ki, tekne turuna çıktığınızda kendinizi akvaryumda gibi hissediyorsunuz. Dalış yapmadan çıplak gözle denizin dibinde eşsiz güzellikte balıkları, denizyıldızlarını ve rengârenk mercanları görebilirsiniz. Boracay Adası, doğası ve su altı zenginliği ile görenleri büyülüyor.

Boracay Adası Aktiviteleri

Pek çok aktiviteye ve kolayca katılabilirsiniz. Hafif rüzgâr eserken güneşin kavurucu sıcaklığından rahatsız olmadan adayı keşfedin ve güneşin tadını sonuna kadar çıkartabilirsiniz.  Rotasını Boracay Adası’na çeviren turistler sadece adayı keşfetmekle kalmaz, tekne turları ile adayı çevreleyen diğer adaları da ziyaret edebilirler. Kolay ve basit ulaşımı ile adada gezmek istediğiniz birçok yere yürüyerek ulaşabilirsiniz.  Adada kısa bir yürüyüşle bile çevreyi hayranlıkla seyrederek harika vakit geçirebilirsiniz. Boracay Adası, şehirlerin kirli ve gürültülü havasından bunalan ve kendini doğal bir ortama bırakmak isteyenler için ideal bir tatil beldesi. Adadaki mağaraları görebilir, kumsalda voleybol oynayabilir ya da sadece Hindistan cevizinin gölgesinde oturup adanın eşsiz havasının ve güzelliğinin huzur içinde tadını çıkarabilirsiniz. Her saat düzenlenen tekne turları ile adayı gezebilirsiniz ve çevredeki adalara ulaşım sağlayabilirsiniz. Geleneksel örümcek şeklindeki teknelerle gün batımını izleyebilir, kartpostal gibi fotoğraflar çekebilirsiniz.

Boracay Adası Gezilecek Yerler

Boracay Adası’nda yapabileceğiniz alternatifler ender görünse de kendine has yapısı ile adanın her yerini büyüleyerek döneceğiniz bir tatil olacaktır. Turkuaz suyu, bembeyaz kumsalları ve yemyeşil doğası ile unutulmaz bir tatile girmiş olacaksınız. Boracay Adası’nda keşfedebileceğiniz yerler; adrenalin arayanlar için dünyaca ünlü White Beach, BoracayHorseRiding, StableWilly’sRock,

  • TheBadCave,
  • BulabogBeach,
  • PukaBeach (Yapak Beach)
  • Ariels Point.

Ada çevresindeki bu adayı da ziyaret edebilirsiniz: Kristal İnek Adası.

Bahsettiğimiz bu yerler hakkında detaylı bilgi aşağıdadır.

  • Beyaz Plaj
  • Stable Willy’sRock
  • The Yarasa Mağarası
  • Bulabog Plajı
  • Puka Plajı (Yapak Plajı)
  • Ariel’in noktası
  • Kristal İnek Adası
  • Boracay At Binme Ahırı

White Beach: Dünyanın en iyi 3 plajı arasında yer alan White Beach, Boracay Adası’nın en popüler yerlerinden biridir.4 km uzunluğundaki sahilin her yerinden ücretsiz yüzebilirsiniz. Burada beyaz kumsalın, turkuaz denizin ve güneşin tadını çıkarabilirsiniz. Sahil boyunca uzanan kafe ve restoranlarda uygun fiyatlarla yemek yiyebilir ve manzarayı izleyebilirsiniz. Ayrıca Boracay Adası’ndaki en güzel gün batımlarından birini de buradan izleyebilirsiniz. White Beach 3 ayrı bölümden oluşmaktadır.

  • İstasyon 1: Eğlencenin 7 gün 24 saat devam ettiği oldukça hareketli bir alandır. Daha çok genç turistler tarafından tercih edilmektedir.
  • İstasyon 2: Daha çok alışveriş merkezi, otel, cafe ve restoranların bulunduğu bölümdür. 1. bölgeden daha sakindir.
  • İstasyon 3: Balayı çiftlerinin tercih ettiği alandır.

Stable Willy’s Rock: Boracay Adası’nın en popüler yerlerinden biri olan White Beach’in sembolü haline gelen bu kayalıklar, ada varlığından beri var olmuştur. Sahilde keyifli bir yürüyüş yaptıktan sonra Willy kayalıklarına tırmanıp turkuaz renkli suları geride bırakıp güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Hem gündüz hem de gece güzel olan kayalıklarda fotoğraf çekebilirsiniz. Beyaz Plaj’ın 1. bölgesindeki kayalıklar üzerinde Meryem Ana heykelinin bulunduğu bu kayalıklara yüzerek ya da yürüyerek ulaşabilirler. Gelgitlerin açtığı kayalara su çekildiğinde yürüyerek, yükseldiğinde yüzerek ulaşım sağlanabilir. Ayrıca bu kayalar Willy’ sRock olarak da bilinir. Willy’nin uçurumlarına giderken D-Mall’a uğrayabilirsiniz. D-Mall’da cücelerin işlettiği Hobbit House adlı barı ziyaret edip lezzetli biraların tadına bakabilirsiniz.

Yarasa Mağarası: Yarasa Mağarası adrenalin tutkunları için ideal bir gezi olacak. Macerayı seviyorsanız Boracay Yarasa Mağarası‘nı keşfetmeye çalışmalısınız. Medeniyetin el değmemiş oluşu, büyüleyici adanın doğal güzelliğini ortaya çıkaran muhteşem bir yerdir. Adanın batısındaki bu mağaraya turlarla gidebilirsiniz. Küçük meyve yarasalarının yaşadığı mağara çok sayıda turisti cezbetmektedir. Mağara karanlık olduğu için dolaşırken yarasaları görebilmeniz için yanınızda bir el feneri bulundurmanız gerekiyor. Mağaranın sonundaki göletten okyanusa açılan kanaldan yüzerek ulaşabilirsiniz. Mağara turu için rehber turlar düzenleniyor. Yarasa Mağarası’na ulaşım sağlarken orman içinde kısa bir yürüyüş yapabilir, yeşillikler içinde güzel kareler yakalayabilirsiniz. Ormanda rahatça dolaşmak için yerli halkın sattığı kıyafet ve ayakkabıları satın alabilirsiniz.

  • Giriş ücreti: 50 peso
  • Rehber Tur: 2500 Peso

Bulabog Plajı: Plajı adadaki diğer beyaz kumlu plajdır. Plaj, Boracay’ın doğusunda yer almaktadır. Bulabog Plajı’ndan Beyaz Plaj’a yürüyerek 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Adanın bu tarafındaki kum, Beyaz Plaj kadar yumuşak ve ince olmasa da, Bulabog Plajı, Boracay’ın su sporları merkezi haline geldiği için keyifli bir atmosfere sahiptir. Plaj 2,5 km uzaklıktadır ve adanın doğu tarafında yer almaktadır. Kasım ayından nisan ayına kadar Bulabog Plajı, Boracay’ın uçurtma sörfü ve rüzgâr sörfü aktiviteleri için en sevdiği yerdir. Aynı zamanda Asya’nın en iyi plajıdır. Boracay’ın su sporlarının mayıstan ekime kadar merkezidir. Her yıl burada birkaç uluslararası rüzgâr sörfü ve uçurtma sörfü yarışmaları düzenlenmektedir. Yaz aylarında rüzgârın yön değiştirdiği zamanlarda muz botu, jet ski, uçan balık ve parasaling gibi diğer su sporları da mevcuttur. D’Mall‘a yürüyerek 5 dakika, Beyaz Plaj’a 10 dakika mesafededir. Bu eşsiz sahil topluluğundan yararlanacak harika tatil köyleri ve oteller var. Plaj, kıyı resifleri ile korunmaktadır. Buradaki Boracay otelleri, daha az gelişmiş oldukları için genellikle White Beach’ten daha sessizdir. Ayrıca Bulabog Beach, “Asya’daki Bir Numaralı Uçurtma Marinası” unvanını da kazandı.

Puka Plajı (Yapak Plajı): Adanın kuzey ucunda yer alır. Yıllardır bozulmamış doğal kumsalı ile Boracay Adası’na hayranlık uyandıran cennet denilen bu plaja, tekneyle ya da White Beach’ten 10-15 dakikada üç tekerlekli bisiklet kiralayarak ulaşabilirsiniz. Plajın girişinde yerliler tarafından sahilden toplanan taşlarla yapılan takılar, süs eşyaları, deniz kabukları ve el yapımı elbiseler satın alabilirsiniz. Ayrıca sahil boyunca biraz daha yürüdükten sonra, sahildeki küçük restoranlarda sipariş üzerine hazırlanan taze deniz ürünlerinin tadına bakabilirsiniz. Plajın sağ ucundaki bara da gidebilirsiniz. Gürültü ve kalabalıktan sıkılanlar için Filipinler’de gidilecek en iyi yer, Puka Plajı. Plaja erken gitmeniz tavsiye edilir. Plajdaki şezlonglar diğer plajlardaki şezlonglardan daha geniş ve daha konforludur. Tertemiz denizde yüzebilir, deniz kabukları ile dolu sahilde kısa bir yürüyüş yapabilir, deniz kabukları toplayabilirsiniz.

Ariel’s Point: Boracay Adası’nda adrenalin arayanların gidebileceği bir diğer yer Ariel’s Point. Yıllardır adanın en popüler turistik yerlerinden biri olmuştur. Düzenlenen turlar ile Ariel’sPoint’e ulaşabilirsiniz. Haftanın her günü günübirlik turlar düzenlenmektedir. Yeme-içme dahil tur fiyatları kişi başı 70 TL civarındadır. Ariel’s Point dalış, kayak ve kürek için tercih edilen bir yerdir. Biletler, Boracay’ın beyaz sahilindeki İstasyon 1’deki Ariel’in Evi‘nden ve internetten satın alınabilir. Denizden 5-8 ve 15 metre yükseklikteki atlama yerlerinden akvaryum görünümünde olan turkuaz Boracay’ın sularına kendinizi kaptırabilir ya da kayalıkların yanındaki barlara oturup kimleri seyredebilirsiniz. Çoğunlukla 20’li yaşlarındaki gençler tarafından tercih edilmekle birlikte her yaştan insanın gidip eğlenebileceği bir yer.

Crystal Cow: Boracay Adası çevresindeki adalardan biridir. Boracay’ın ana topraklarından sadece 10-20 dakika uzaklıkta, günübirlik bir tur aktivitesidir. Hem yerli hem de yabancı turistlere hitap eden “hepsi bir aradadurak adası olarak biliniyor. 2.5 hektarlık bir alandan oluşan özel bir adadır. Kendine özgü beyaz kumsallarında ve iki körfezin bulunduğu yerde şnorkelle dalış yaparak güzel hava şartlarında yüzebilirsiniz. Pazardan cumartesiye her gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında açıktır (son giriş 16.30’dur). Crystal Cove Adası‘nı tekne kiralayarak deniz yolu ile ziyaret edebilirsiniz. Sabah kahvaltınızı Crystal Cove Island’da günün başında alabilir ve ardından şnorkelle yüzebilirsiniz. Pitoresk ortama, küçük patikalara ve kulübelere ve adayı çevreleyen turkuaz suların eşsiz manzarasına hayran kalacaksınız. Adadaki mağaraları gezebilir, koylarda yüzebilir, turistler için doğal taşlarla çevrili yolda yürüyebilirsiniz

Boracay At Binme Ahırı: Filipinler’in gözbebeği olan Boracay Adası’nın turistlere bir tertemiz denizi, bembeyaz kumsalları ve daha birçok güzelliği ile rüya gibi bir tatil. Boracay Adası, yorucu su sporları, doğa yürüyüşleri ve muhteşem bir gün batımının yanı sıra turistler için bir başka harika aktivite sunuyor. Eğitimli atlara binebilir, beyaz kumlara binebilir, ada çevresinde kısa bir tur atabilir veya ormanı keşfedebilirsiniz. Kolay kontrol edilebilen uysal atlar ile gezinizi rahat bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Üstelik bunları yaparken yanınızda olan eğitmenler ile güvenle ve gönül rahatlığıyla bisiklet sürebilirsiniz. Ayrıca çocuklar her yaşa uygun aktiviteye katılabilirler. Ters bir ata binerek kovboy hayalini gerçekleştirebilirsiniz. Bisiklet sürerken Boracay Adası’nın zirvesine tırmanabilir, adanın eşsiz manzarasını tepeden izleme ve ayrıca Panay‘ı görme fırsatı yakalayabilirsiniz. Maksimum ağırlık 250 kilodur. Ücret kişi başı 1.000 PHP’dir.

Boracay Adası Nerede?

Cennet Adası olarak da bilinen Boracay Adası, Filipinler’deki 7,107 adadan biridir. Filipinler’in başkenti Manila‘nın güneyinde ve Panay Adası‘nın yanında, Pasifik Okyanusu’nda yer almaktadır.

Boracay Adasına Ne Zaman Gidilir?

Tropikal bir mevsime sahip olan Boracay Adası’nın ortalama sıcaklığı 25 ile 35 derece arasında değişiyor. Tüm yıl boyunca ılık geçen Boracay Adası üç mevsime hâkimdir. Bunlar; Haziran-Ekim (yağışlı), Kasım-Mart (kurak ve havadar) ve Mart-Mayıs (sıcak) mevsimleri. Turizmin yüksek, nem ve sıcaklığın katlanılabilir olduğu aylar Ocak-Şubat-Mart aylarıdır. Rezervasyonlarınızı bir hafta önceden yapmanız tavsiye edilir.

Boracay Adasına Nasıl Gidilir?

Türk vatandaşlarının 30 gün vizesiz kalmalarını sağlayan Filipinler’de güzel bir tatil geçirebilirsiniz. Türkiye’den direkt uçuşların yaklaşık 12 saat sürdüğü Filipinler’in başkenti Manila’ya uçuşlar, Manila’dan Boracay Adası‘na yaklaşık 5 saatlik muhteşem deniz yolculuğundan Boracay Adası‘na 45 dakikalık bir uçuşun ardından uçakla ulaşabilirsiniz, ancak Boracay Adası’nda havaalanı olmadığı için uçaklar Caticlan Yarımadası‘ndaki Caticlan Havalimanı‘na iniyor. Adaya ulaşım her ne kadar çok detaylı görünse de uygun uçak ve tekne fiyatları ile daha fazla yer görüp bilgi alarak eğlenceli bir yolculuğa çıkarak adaya ulaşabilirsiniz.

Boracay Adası’nda Nerede Kalınır?

Filipinler’de bir ada olan Boracay Adası, beyaz kumları, masmavi denizi ve canlı gece hayatıyla harika bir yer. Boracay Adası 7.107 ada ve adacıktan oluşur. Filipinler’in başkenti Manila‘nın yaklaşık 315 kilometre güneyinde yer almaktadır. Adanın kesintisiz bir gece hayatı var. Özellikle adanın kalbi diyebileceğimiz İstasyon 2‘de geceler oldukça renkli geçiyor. Adada bulunan gece kulüpleri ve barlarda eğlenebilir, sahilde düzenlenen dans gösterilerine katılabilir, yerli halk eşliğinde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Boracay Adası otel fiyatlarını da gayet makul ve her bütçeye uygundur.

  • İpucu: Seyahatinizden iki veya üç ay önce otel rezervasyonu yaparsanız, çok daha uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz.

Boracay Adası Yerel Ulaşım

Ada içinde ulaşım için üç tekerlekli bisiklet, scooter ve bisiklet kullanılmaktadır. Üç tekerlekli bisikletler taksi görevi görür. Egzozun az ve doğal havanın bol olduğu adada kolay ve keyifli bir yolculukla her yere ulaşabilirsiniz. Trisiklikler gideceğiniz yere bağlı olarak farklı fiyatlar alır. Genel olarak uygun olan bu üç alternatifi güvenle kullanabilirsiniz.

Boracay Adası Mutfağı

Birçok ülke mutfağından etkilenmiş kendi pişirme teknikleri ile farklı lezzetleri ortaya çıkarıyor. Malezya, Endonezya, Çin ve İspanyol mutfaklarının izlerini deneyeceğiniz birçok yemekte görebilirsiniz. Boracay mutfağında kullanılan üç ana malzeme pirinç, balık ve kabuklu deniz ürünleri üçlüsüdür. Hem göze hem de mideye hitap eden deniz ürünlerinin bol olduğu Boracay mutfağının zengin yemek kültürüne doyamayacaksınız. Üstelik ekmek yerine bol miktarda pirinç tüketen kişiler, deniz ürünlerini ve pirinci çok iyi harmanlayarak tarifsiz lezzette yemekler yapıyorlar. İnsanlar bu hafif ve lezzetli yemekleri geleneksel yöntemlerle pişiriyorlar. Bunlar; kavurma, buharda pişirme ve kaynatma. Yemek pişirirken muz yaprakları ve bambudan yararlanıyorlar. Bu iki lezzet yemeklere ayrı bir lezzet katıyor ve Boracay mutfağının farkını gösteriyor. Yerli halk tatlı olarak hindistan cevizi, tatlı patates ve pirinç üçlüsü kullanıyor. Kullanılan baharatlar çoğunlukla sarımsak ve zencefildir. Ayrıca Filipinler’e özgü zencefil çayı dünyaca ünlü bir lezzettir. Filipin kahvaltısı daha çok Avrupa tarzıdır. Daha fazla kahvaltı yumurta, sosis, domuz pastırması, tatlı çörek ve tropikal meyvelerden oluşur. Süt ve süt ürünleri bulunması olası değildir. Filipinler mutfağının en popüler lezzetleri paella, kari-kari, adobo, taze lumpla, tavuk adobo, sinigangnaisda, sığır siopao ve puto‘dur. Sokak lezzetlerini ve çarşılarda satılan yiyecekleri deneyerek Filipinler mutfağı hakkında birkaç fikir edinebilirsiniz ancak çok güvenilir olmadığı için restoran seçmek daha doğru olacaktır.

Boracay Gece Hayatı

Boracay Adası, bembeyaz kumsalları, kristal gibi suları ve güneş ışığı ile gece hayatına başladığınız, sakin ve huzurlu saatlerin ardından yola çıktığınız bu yerde size iki farklı yüz gösteriyor gece hayatı için. Gündüz sakin ve istikrarlı geçse de geceler hızlı ve eğlenceli geçer. Sabahın ilk ışıklarına kadar durmadan dans eden insanlarla eğlenebilir, uygun fiyatlarla kaliteli hizmet veren mekanların keyfini çıkarabilirsiniz. Sabaha kadar eğlenmek ve hareketli bir gece geçirmek isteyenler için hiç şüphesiz ilk sırada İstasyon 2. Bu nedenle Boracay Adası’nın kalbi olarak da bilinen en popüler bölge İstasyon 2, sizin için ideal bir seçim olacaktır. Tercihen barlara gidebilir ya da sahillerde ateş eşliğinde ılık ada havasıyla gün doğumunu selamlayabilirsiniz. Adaya giderken ulusal alkollü rom, San Miguel ve Red Horse biralarını da deneyebilirsiniz.

Boracay Festivalleri

Gerek voleybol turnuvaları gerekse su festivalleri turistlerin ilgisini çekmekte ve onlara eğlenceli anlar yaşatmaktadır.

  • Ati-atihan Festivali (Ocak ayının 2 Pazar günü)
  • Santo Nino onuruna her yıl düzenlenen geleneksel festival.
  • Yapak Fiesta (10-11 Şubat)
  • Uluslararası Plaj Voleybol Turnuvası (Mayıs ayının birinci ve ikinci haftasında düzenlenir)
  • ParochialFiesta (18-19 Mayıs)
  • Manoc- ManocFiesta (24-25 Mayıs)
  • BalabagFiesta (28-29 Aralık)
  • Yeni Yıl Kutlamaları (31 Aralık)

Boracay Adası’nda Alışveriş

Ada denilince akla ilk gelen deniz, kum ve bunlarla süslenmiş süslerdir. Şişelere doldurulmuş renkli kumları sevdiklerinize hatıra olarak almayı kesinlikle düşünmelisiniz. Deniz kabukları ile yapılan adaya özgü mıknatıslar ve deniz kabukları kullanılarak yapılan takılar pek çok turisti cezbetmektedir. Ayrıca adadan taze ve organik tropikal meyveler satın alabilirsiniz. Alışveriş için en çok tercih edilen bölgeler İstasyon 2 ve İstasyon 3’teki D’talipapa Çarşısı‘dır.

Cebu

Cebu, Filipinler’de bulunan bir adadır. Bu ada, ülkenin Manila bölgesinin 587 kilometre güneyinde yer alırken, Cebu Eyaletindeki Visayan Adaları‘nın ana adası olarak gösteriliyor. Cebu, Cebu Eyaletinin başkenti ve en büyük şehridir. Leyte, Negros Adası‘nın doğu kesiminde yer alan Cebu’nun doğusunda, güneydoğuda Bohol Adası yer almaktadır. Cebu Adası, kuzeyden güneye 225 kilometre uzanan dar ve uzun bir adadır. Çevresinde 167 irili ufaklı ada ve adacıkların bulunduğu Cebu çevresindeki bu adalardan bazıları Mactan, Bantanyan, Malapascua, Olanga ve Camotes Adaları‘dır. Cebu, bölgesinde çok önemli bir ticaret merkezidir. Bu konudaki en önemli kaynaklar bakır madenciliği, tarım, balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, gemi yapımı, çelik ve çimento üretimi olarak gösterilebilir. Cebu eğitim açısından da önemli bir yer. Burası bünyesinde birçok üniversiteyi barındırmaktadır. Bunlardan bazıları San Carlos Üniversitesi, Southwestern Üniversitesi, Cebu Normal Üniversitesi, Filipinler Üniversitesi, Cebu Teknoloji Üniversitesi gibi üniversitelerdir. Cebu limanı, birçok büyük adadan erişimi kolaylaştıran, 5 ada içi nakliye şirketine ve bu şirketlere okyanus gemileri sağlayan uluslararası bir limandır. Cebu’nun uluslararası havalimanında ise Manila ve diğer yerel ve uluslararası bölgelere günlük uçuşlar vardır. Ünlü kâşif Ferdinand Magellan 7 Nisan 1521’de çok egzotik bir yer olan Cebu’ya geldi. Bu tarihten sonra Filipinler’de bir İspanyol dönemi başladı. 1565’te İspanyol hükümeti burada ilk yerleşimi kurdu. 19. yüzyıldan beri Cebu, Güney Filipinler‘de ekonomik olarak çok önemli bir ilgi merkezi haline geldi. Özellikle şeker kamışı ve şeker üretimi alanında tarımda önemli rol oynayan bir bölge haline gelmiştir. Cebu, dar kumsalları, kalker örtüleri ve kıyı ovaları ile tropikal bir adanın özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır. Adanın doğu ve batı kıyılarını birbirinden ayıran birçok hâkim tepe bulunmaktadır. Ancak adanın kuzey ve güney kesimleri çok engebeli dağlarla çevrilidir.

Cebu Adası’nda Nerede Kalınır?

Cebu, tatillerini Filipinler’de geçirmek isteyenler için harika bir alternatif. Cebu Adası ve çevresi irili ufaklı adalar turistik geziler, doğa sporları, su ve su altı aktiviteleri için ideal ortamlar oluşturmaktadır. Dileyenler beyaz kumlu plajlarda güneşin ve denizin tadını çıkarırken, daha aktif bir tatil isteyenler ise dalış, şnorkelli yüzme, rüzgâr ve uçurtma sörfü gibi aktif aktivitelerle vakit geçirebilir.

Cebu Adası Gezilecek Yerler

Balina izleme gezilerine katılabilirsiniz. Filipinler’in başkent Manila‘dan sonra en kalabalık şehri olan Cebu Island Hote ls Cebu, Cebu Adası’nın da merkezidir. 3 milyon kişinin yaşadığı bölge, her yıl birkaç milyon turisti ağırlıyor.

Ayrıca, Filipinler’in ticaret ve ulaşım açısından en önemli noktası olan Cebu Adası’na Magellan’ın ilk ziyaretinden sonra; İspanyolların ilk yerleştiği bölge olduğu için de önemlidir. Negros ve Bohol Adaları’na komşu olan Cebu Adası, eğitim kurumlarının da yaygın olduğu bir bölge; Bu nedenle son derece yüksek sayıda genç nüfusa sahiptir. Gelişmiş bir turizm sektörüne sahip olan Cebu, tatilini burada geçirmek isteyen misafirlerine her standartta işletme ile keyifli bir tatil vadediyor. Özellikle merkez bölgelerde sınırsız gece hayatı yaşanmaktadır. Son derece renkli ve hareketli Cebu geceleri de başkentin dinamizmiyle kıyaslanıyor. Barlar, gece kulüpleri ve restoranlar misafirlerini ağırlamak için birbirleriyle yarışıyor ve Mango Meydanı alanında hemen herkesin damak tadına uygun bir mekân bulması mümkün.

Coron

Filipinler birçok adadan oluşur. Bu nedenle ülkeye “ada ülkesi” adı verilmiştir. Coron Kasabası, Busuanga Adası‘ndaki en büyük yerleşim yerlerinden biridir. Coron kasabasına bakan Coron Adası, ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biri. Adayı tarihsel olarak önemli kılan detaylardan biri de 2. Dünya Savaşı sırasında bölgede gizlenmiş 12 Japon gemisinin burada batırılmış olmasıdır. Bu gemilerin su altında yarattığı zengin sualtı dünyası sayesinde bölge, aynı zamanda dünyanın en iyi dalış noktalarından biri haline gelmiştir. Bu, her yıl birçok dalış meraklısının buraya gelmesini sağlar.

Coron Adası Nerede?

Coron Adası, Filipinler’de bulunan bir adadır. Busuanga Adası olarak da bilinen Koron Adası, dalış yapmak isteyen dalış meraklılarının vazgeçilmez duraklarından biridir. Kayangan Gölü‘nün bulunduğu ve Busuanga Adası ile tanınan Coron Adası, birçok turisti doğal ve temiz sularına davet ediyor. Coron Adası’nı ziyaret etmek için 2 gün yolda, 1 günlük tekne turu ve 1 günlük dalış turu geçirmenizi tavsiye ederiz. Coron Adası‘nın en önemli özelliği, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon gemi enkazları ve bu batıklara dalışlarıdır.

Coron Adasına Nasıl Gidilir?

Cebu Pacific Airlines ile başkent Manila’dan Coron Adası‘na gidebilirsiniz. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuk süresine sahiptir. Uçakla ulaşmak istemiyorsanız bir diğer alternatif ise teknedir. Manila’dan Coron’a ucuz ulaşım ağına sahip gemi ile toplam 14 saat yolculuk süresi ile gelebilirsiniz. Geceleri uyuyabileceğiniz kabin ve restoran olduğu için lüks bir yolcu gemisi ile rahat bir yolculuk yapabilirsiniz.

Coron Adası’nda Ne Yenir?

Coron Adası bir sahil yerleşimi olduğu için yemek kültüründe deniz mahsullerini görmek kaçınılmazdır. Özel soslu jumbo karides ve yengeç en çok tercih edilen menüler arasında. Coron Adası’nda en çok tercih edilen içecek Mangodiquel adlı özel bir içecek.

Coron Adası’nda Gezilecek Yerler

  • Maquinit Kaplıcası
  • Kaplıca Mangrov
  • Yedi Adalar bölgesi
  • Twin
  • Kayağan Gölü
  • MT Tapyas Tepesi
  • Merkez Pazar
  • Baraccuda Gölü
  • İkiz Göl,
  • Banol Plajı

Coron Adası’nda gezilebilecek yerlerden biri de Maquinit Kaplıcası‘dır. Coron kasabasından üç tekerlekli bisiklet ile dik ve yeşil yollarda yoğun sarsıntılar eşliğinde yaklaşık yarım saatte kaplıcaya ulaşabilirsiniz. Maquinit Kaplıcası, dünyadaki üç tuzlu kaplıcadan biridir. 500-600 m2 alan içerisinde toplam üç havuzu bulunmaktadır. Yemyeşil, çok katmanlı ve irili ufaklı havuzlar sürekli kalabalık olsa da turistlere harika eğlenceler sunuyor. Tesisin bu tasarımını beğenebilirsiniz.

Kaplıca Mangrov ormanları ile çevrilidir. Kaplıcanın ziyaret saatleri 06:00 ile 22:00 arasındadır. Ayrıca Coron Adası şehir merkezinde bir ana cadde üzerinde yer almaktadır. Bu cadde üzerinde çok sayıda otel, pansiyon ve kafe görebilirsiniz. Caddenin kalabalık ve gürültülü olduğunu da söylemeliyiz. Ayrıca sürekli olarak üç tekerlekli bisikletlerin sesine maruz kalabilirsiniz. Coron kasabasında yüzmek için plaj yok. Kesinlikle turlara çıkmanız gerekiyor. Bu turları birçok yerden satın almak mümkün. En önemli ve mutlaka görülmesi gereken adalar turu kişi başı 1.500 peso yani yaklaşık 30 dolar.

Coron Adası turlarında göreceğiniz yerlerden biri de Yedi Adalar bölgesi. Buradaki küçük adalar hakkında kesinlikle harika keşifler yapmalısınız. Birçok mercan, resif ve balık görme şansınız var. Her büyüklükte binlerce renkli deniz canlısını görmek insanlığın hayal gücünde birçok şeyi canlandırıyor. Coron Adası’nda gidilecek bir diğer yer Twin. İkiz lagün iç içe geçmiş iki lagünden oluşur. İki lagünün arkasında dar bir geçit var. Bu geçitten geçerek kayalar arasında yeni bir lagüne ulaşıyorsunuz. Bu dar geçidin bulunduğu yerde kayalarla çevrili minik bir gölde yüzme imkânı da bulabilirsiniz.

Ayrıca Coron Adası’nda gezilebilecek en güzel yerler arasında ince kumlu cennet gibi bir plaj var. Kumsalda öğle yemeği bulmakta zorlanmayacağınız lezzetli sofralar sizi bekliyor. Balık, tavuk, erişte, pilav, salata, deniz yosunu salatası ve bol miktarda meyve menünün vazgeçilmez parçaları.

Ziyaret edilecek bir diğer durak ise Kayağan Gölü. Kayağan Gölü, yüksek falezler arasında küçük bir koydur. 250 basamak çıkarak bu koyun hemen arkasında Kayağan Gölü ile karşılaşacaksınız. Bu gölde yüzmenin de tadını çıkarabilirsiniz. Bu gölün suyu o kadar temiz ve berrak ki, Coron Adası‘na geldiğinize pişman olmayacaksınız. Coron Adası’nda denizin tadını çıkardıktan sonra akşam için yapılacak en iyi şey gün batımında mest olmaktır. Filipinler’de bulunan CoronAdası, hem yeşilin hem de mavinin muhteşem uyumu ile doğa ile iç içe olabileceğiniz en güzel duraklardan biri.

Güney Çin Denizi‘nde ve Calamian Group Adaları arasında yer alan bu cennet, yaklaşık 20.000 kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Adada, Kasaba kısmının hemen karşısında yer alan ünlü Kayangan Gölü, dünyanın her yerinden büyük talep görmektedir. Amerika Birleşik Devletleri tarafından batırılan 10’dan fazla Japon gemisi, bu bölgenin batık dalışı için değerini artırıyor. Gün batımını izleyebileceğiniz en yüksek noktalardan biri 700’den fazla basamakla ulaşılabilen MT Tapyas Tepesi ve bölgede dalış sonrası yapılacak başlıca şeyler alışveriş yapıp hediyelik eşya görebileceğiniz Merkez Pazar gezisi.

Kayangan Gölü, Baraccuda Gölü, İkiz Göl, Banol Plajı ve kaplıcalı Maquinit Kaplıcası gibi lokasyonlar en keyifli tur rotaları arasındadır. Dalış için çok talepkar olan Filipinler’in bu bölgesi geceleri çok canlı bir atmosfer yaratmaz ama dinlenmek, dalmak ve kafelerde yüzmekten yorulan vücudunuza masaj yaptırarak harika vakit geçirebilirsiniz.       Siz değerli turistlere zengin deniz ürünleri menüleri sunar.

Coron Adası’nda Nerede Kalınır?

Güney Çin Denizi’ndeki Busuanga Adası‘nda bulunan Coron, genellikle yüzme ve dalış ile ilgilenen turistlerin tercih ettiği bir tatil beldesidir. Batık dalışı yapılabilen Coron, bölgede batan 10’dan fazla geminin varlığından dolayı bu amaçla dahil edilebilecek birçok tur bulunuyor. Coron Kasabası çevresinde, otelinizden alınacak alternatifleri tartışabileceğiniz ve çeşitli paket programlarla geri bırakılabileceğiniz yerel acenteler var. Turkuaz sularda yüzen renkli balıkların ve gülen yüzlerin hatıraları; Aynı zamanda bölgenin artan popülaritesine de katkıda bulunur. Yeşil adalar, denizdeki mercan resifleri, taze ve lezzetli deniz ürünleri, müzikle yaşayan Filipinliler bu tatile keyif katıyor.

Manila

Manila, Filipinler Cumhuriyeti’nin hem başkenti hem de hareketli ticari limanı olduğu için ülkenin en kalabalık şehridir. Şehre ilk ayak bastığınızda yüksek gökdelenler gözünüze çarpacak. Kalabalık ve ağır ticareti nedeniyle hava kirliliği, düzensiz kentleşme ve altyapı eksikliği gibi bazı kötü özelliklere sahip olsa da, zengin kültürel birikimi ve zorlu geçmişinin ardından kazandığı mücadele gidilmeye ve görülmeye değerdir, bu şehir yönetim altındadır. 1571 yılına kadar Müslüman, daha sonra İspanyollar tarafından ele geçirildi. Şehrin üç asır boyunca sahibi olan İspanyollar, 1898’de şehri ABD yönetimine bıraktı. Şehir, II. Dünya Savaşı sırasında Japon saldırısı sonucu büyük hasar gördü. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlığını kazanan Filipinler, artık Cumhuriyet tarafından yönetiliyor, Manila’da başkanlık sistemine dayalı çoğulcu demokrasi hâkim.

Manila, Filipinler’in Luzon Adası eyaletinde yer alır ve 13 milyon kişiye sahiptir. Manila, uzun yıllardır sömürge altında olan Filipinler’in tarihi geçmişini açıkça yansıtıyor. Intramuros bölgesinde yapacağınız bir tur ile bu şehrin tarihine yakından tanık olabilirsiniz. Bu gezi sırasında ara sokaklarda yürürken dikkatli olunmalı çünkü şehir kalabalık ve iki farklı uçtan insanı barındırıyor. Özellikle gecekondu mahalleleri çok güvenli değil. Mümkün olduğunca ara sokaklarda tek başına yürümemelisiniz. Manila’nın yaşam tarzı tek tip değil. Şehir, çok zengin ve çok fakirleri bir arada barındırır. Filipin ekonomisine büyük katkı sağlayan bu bölgedeki düzensiz kentleşmenin yol açtığı gecekondu mahallelerine gidip gelmek ve o bölgede yaşayan insanların yaşam tarzlarını incelemek şehrin sosyolojisi hakkında ilginç detaylar veriyor aslında. Yaşayan insanlar arasında büyük bir mali uçurum mevcuttur ve bu durum korkutucu derecededir. Şehrin ekonomisini anlamak için en önemli bölgeler olan Melete ve Makati‘yi görmek gerekiyor. Bu ayrım sadece bölge değil, aynı zamanda zengin-yoksul ayrımıdır. Yoksul kesim çoğunlukla Malate bölgesinde hayatta kalmak için mücadele ederken, zenginler Makati bölgesinde refah içinde yaşıyor. Ayrıca bu bölgelerdeki 2 büyük alışveriş mağazası görülmeye değer. Makati bölgesindeki Elektrik Santrali Alışveriş Merkezi ve Malate bölgesindeki Robinsons Place Manila, dünyanın her yerinden alışveriş yapanlar için ideal boyuttadır.

İngilizce ikinci dil olduğu için herkes İngilizce konuşuyor. Manila ziyaretiniz sırasında dil sorunu olmayacaktır. Manila halkı her yıl çok sayıda ziyaretçi aldığı için bu bölgede size rehberlik etmek isteyecektir.

Manila Festivalleri

Manila sakinleri çoğunlukla Katoliktir. Bu yüzden diğer Asya ülkelerinden farklı olarak tapınaklar değil, katedraller ortaya çıkıyor. Katolikler için yıllık bir festival bile var. Bu festivalde kutsal olduğuna inanılan Kara İsa Heykeli‘ni görmeye gelen binlerce Katolik, heykele dokunduktan sonra şifa bulacaklarına inanıyor. Her yıl düzenlenen festivaller sayesinde şehir çok sayıda ziyaretçi çekiyor. Bu nedenle ne amaçla ve ne zaman gideceğine önceden karar vermek gerekir.

Manila’da İklim

Manila şehrinde step iklimi hüküm sürmektedir. Bozkır iklimlerinde en çok yağış ilkbahar ve yaz aylarında görülür. Kışlar oldukça sert ve yaz ayları kurak geçer. Bu nedenle Şubat ve Nisan ayları arasında gitmek daha uygun olacaktır. Aralık-Ocak gibi gitmeyi planlıyorsanız, Metro Manila Festivali‘ne katılabilirsiniz. Geziniz festival saatlerine denk geliyorsa önceden otel rezervasyonu yaptırmalısınız. Dünyanın her yerinden ziyaretçisi olan bu festivaller kalabalık olacak. Bu nedenle otellerde önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

Manila İsmi Nereden Geliyor?

1571 yılına kadar Müslümanların ikamet ettiği Manila’nın önceki adı Mayıs Nilad’dı. Bu isim zamanla gelişerek “Manila” oldu. İsmin anlamı tam anlamıyla şehrin anlamı ile örtüşmektedir çünkü Mayıs Nilad çiçek açan sucul bitkinin yetiştiği yer anlamına gelmektedir. Bu nedenle Rizal Park, şehrin görülmesi gereken en önemli yerlerinden biridir. Rizal Park sadece mükemmel bir görsel şölene ev sahipliği yapmakla kalmaz, aynı zamanda şehrin önemli tarihini de yansıtır. Rizal Park, özgürlük mücadelesinin sembolüdür. İspanyol kolonilerine karşı direniş burada başladı. Bu park adını Jose Rizal‘den alan Dr. Sömürgecilikten özgürlüğün simgesi olarak anılan Intramuros Bölgesi‘ne ve Rizal Parkı’na geçtiğinizde şehrin tüm müzeleri, kiliseleri ve surlarla çevrili tarihi görülebilir. Bu bölge şehrin tarihini anlamak için dikkatle ziyaret edilmesi gereken bir yerdir.

Manila Gezilecek Yerler

  • Intramuros Bölgesi
  • Rizal Parkı
  • San Agustin Kilisesi
  • Manila katedrali Santiago Kalesi (Kale)
  • China Town
  • Quiapo Kilisesi
  • Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı
  • Malacanang Sarayı
  • Ayala Müzesi

Yukarıda bahsedilen bu yerler hakkında detaylı bilgi aşağıda mevcuttur.

Manila size tarihi bir macera sunacağından önce şehrin tarihi yerlerini ziyaret etmeniz önerilir. Sömürüden kurtulma mücadelesi veren bu şehir, size tarihi zenginlik ve kültürel miras katacak. Bu şehre festival için gitmeyecekseniz, tüm tarihi mekanları gezdikten sonra ve en ünlü devasa alışveriş mağazalarını ziyaret etmek istiyorsanız, bu şehirde yaklaşık 3 gün kalarak tüm dileklerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Festivalleri de görmek istiyorsanız gezinizi festival tarihlerine göre ayarlayabilir ve daha uzun süre kalabilirsiniz.

Tarihi geçmişiyle öne çıkan Manila şehri, birbirinden güzel tarihi kalıntılara sahiptir. Bunlardan en önemlisi Intramuros bölgesidir. Burada surlarla çevrili eski kenti görmek mümkün. Tam karşıda özgürlük mücadelesini simgeleyen Rizal Park ve Filipinler’in müzeye dönüştürülmüş en eski kilisesi San Agustin Kilisesi var. Çin yemekleri yiyebileceğiniz Çin Mahallesi ve ünlü İsa Heykeli‘ne ev sahipliği yapan Quiapo Kilisesi. Ayrıca 2.Dünya Savaşı’nda şehit düşen Amerikan askerlerinin gömüldüğü Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı, Filipinler Devlet Başkanı’nın yaşadığı Malacanang Sarayı, sömürge kalıntılarının bulunduğu Ayala Müzesi‘ni gezdikten sonra gidebilirsiniz. Gün batımını izleyerek günün yorgunluğunu atmak için Manila Koyu’na gidip plajın tadını çıkarabilirsiniz.

Intramuros District:  Eski şehir olarak da bilinen Intramuros bölgesi surlarla çevrili bir alandır. Bölgede eski İspanyol kolonisi zamanından beri birçok tarihi yapı var. İçeriği oldukça geniş olan bu bölge, şehrin en önemli turistik alanıdır. Intramuros bölgesine ilk girdiğinizde İspanyollara ait olduğunu hemen anlayacağınız mimarileri fark edeceksiniz. Burada birazdan bahsedeceğimiz birçok kilise, katedral ve müze var. Manila şehrinde ilk yerleşim burada başladı. Bu bölgeyi yürüyerek yaklaşık 45 dakikada gezebilir, isterseniz faytonlarla da gezebilirsiniz. Bölge hakkında pek çok bilgiye sahip oldukları için bu alanın girişindeki yerlilerden cüzi bir ücret karşılığında yardım alabilirsiniz.

İngilizce’de Ciudad Murada ya da Walled City olarak da anılan bu şehrin en önemli özelliği, tüm ilçeyi saracak devasa duvarlar ve taşlardan oluşmasıdır. Amerikan, Filipinli ve Japon kuvvetlerinin 1945’teki savaşından sonra bölge ağır bir şekilde tahrip edildi. Kalıntıların üzerine inşa edilen yeni yapıların yanı sıra korunmuş kalıntıların da yer aldığı Intramuros bölgesi, tarihi en çarpıcı şekilde anlatan bölgedir.

Rizal Park: Manila’nın kalbi olarak bilinen Rizal Park, Ermita bölgesinde yer alıyor. Asya bölgesinin en büyük şehir parklarından biri olarak adlandırılan bu park, 60 hektarlık açık yeşillik, göletler, ormanlık alan ve süs bahçelerinden oluşuyor. Bu park, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi bir öneme sahiptir. Rizal Park, sömürgeciliğe karşı direnişin, kolonilere karşı ayaklanmaların ve halkın Amerikan egemenliğine karşı özgürlük mücadelesinin merkezidir. Eskiden Luneta olarak bilinen bu park, adını Jose Rizal‘den alan Dr. İyi eğitimli Filipinli bir doktor olan Jose Rizal, eğitiminin ardından İspanyol kolonisinden duyduğu rahatsızlığı ifade ettiği ve halkı ayaklanmaya sürüklediği için hapse atıldı. Halkın bu şiirden etkilendiğini düşünen ve isyan başlatan İspanyol yönetimi, Jose Rizal’ı idam etti. Ancak bundan sonra insanlar daha büyük isyanlar çıkardı ve harekete geçtikleri bu parka Jose Rizal adını verdi.

San Agustin Kilisesi (San-Agustin-Church): İspanyollar tarafından inşa edilen bu kilise, Avrupa Barok tarzının Asya uyarlaması olarak düşünülebilir. San Agustin, Manila’nın İspanyollar tarafından fethinden sonra Luzon Adası‘nda kurulan ilk kilisedir. Bu kilise, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Intramuros bölgesinde ayakta kalan tek yapıdır. Burası duvarların içinde yürürken Intramuros alanına girdiğinizde hemen gözünüze çarpacak. San Agustin, Filipinler’deki en eski yapı ve bombalanmayan tek yapı olduğu için hem önemli bir kilise hem de önemli bir müze. Bu kiliseyi tek başınıza ziyaret etmek isterseniz Intramuros bölgesi girişinde size rehberlik etmek isteyenlerin yardımıyla bu kiliseyi dilerseniz bağımsız olarak ziyaret edebilirsiniz. Faytonlarla dolaşırken hayran kalacağınız bu kilisenin içi de oldukça ilginç bir mimariden oluşuyor. Dilerseniz içeriyi de ziyaret edebilirsiniz.

Manila Katedrali: Manila Katedrali, San Agustin’in hemen yanında yer alır ve şehrin en önemli Katolik ibadethanesi. Bu katedral 2. Dünya Savaşı’nda yıkılmış ve defalarca yeniden inşa edilmiştir. Katedralin bronz bir kapısı var ve üzerindeki frizler katedralin yıkılmasına neden olan olayları simgeliyor. Manila başpiskoposunun yaşamaya devam ettiği bu katedralde hala düğünler yapılmaktadır. Gittiğinizde büyük ihtimalle bir düğüne denk geleceksiniz. Intramuros bölgesini gezerken düğüne gelirseniz şehrin tarihi yapısını ve Manila yöre halkının kültürünü görebilirsiniz. İçerisi biraz karanlık olsa da sessiz, güzel ve bakımlı bir yapı olan Manila Katedrali, zaman zaman tadilat çalışmaları yapıldığı için ziyaret anında kapanacağı da dikkate alınmalıdır.

Santiago Kalesi: Surların içindeki alandan devam ederken karşınıza çıkacak bir diğer eski yapı ise Santiago Kalesi. Santiago Kalesi olarak da bilinen bu kale bugünkü haliyle güzel bir yapıdır. Yeşillik ama geçmişin kötü izlerini barındırıyor. Tarihin siyasi suçlularının hapishanesi olan bu kale birçok ölüme ve işkenceye tanık olmuştur. Dr. Rizal Park adını verdi. Jose Rizal bu kalede hapsedildi. Rizal, halkı heyecanlandırdığı söylenen “Elveda Vatanım” şiirini yazdı. Rizal öldürülmeden önce kaleden adım adım yürümesi istendi ve ölümüne adım adım yürüyen JoseRizal kalenin çıkışında vurularak öldü. Bu kaleye giderseniz Rizal’in ayak izlerinin işaretlendiği patikayı görebilirsiniz.

China Tow:  Binondo olarak da bilinen bu mahalle, 1584 yılında Çinli göçmenler için bir İspanyol Vali tarafından kurulmuştur. Bu mahallenin asıl amacı Çinlileri Katolik olmaya ve bugünkü Bu mahallenin nüfusu Katolik Çinli ve yerli Filipinlilerden oluşuyor ve dünyanın en büyük Çin Mahallesi olarak adlandırılıyor. Intramuros bölgesinden ayrıldıktan sonra çok uzağa gitmeden dünyanın en eski Çin Mahallesi unvanına sahip olan bu bölgede dinlenip lezzetli Çin yemeklerini tadabilirsiniz. Burada, alternatif tıpta kullanılmak üzere çeşitli Çin baharatları, el işi ürünleri ve şifalı otları bulabilirsiniz. Ayrıca mahallede, sokaklarda hediyelik eşya alabileceğiniz küçük işletmeler de var. Buradaki küçük dükkânlardan birine girerek Çin hatırası satın alabilirsiniz.

Quiapo Kilisesi: Filipinler’in Quiapo ilçesinde bulunan, Katolik değeri olan önemli bir bazilikadır. Bu bazilika, Kara Nazarene için çok ünlü bir evdir. Mucizevî olduğu söylenen karanlık bir İsa heykeli olan Siyah Nazarene burada yer alıyor. Barok mimarisinin en güzel örneğini yansıtan ve mucizevî olduğuna inanılan Quiapo Kilisesi, özellikle Katolikler tarafından büyük ilgi görüyor. Kutsal olduğuna inanılan Kara İsa Heykeli‘ne ev sahipliği yapan bu kilise, festival zamanı dışında giderseniz sakin bir şekilde ziyaret edilebilir ancak Kara Nazarene Festivali sırasında giderseniz yoğun bir izdiham yaşanacaktır. Her yıl Ocak ayında gerçekleşen Kara Nazarene Festivali’ne çok sayıda Katolik katılıyor. Ayrıca bu kilisenin hemen dışında yerel bir halk pazarı açılıyor. Kiliseyi gezdikten sonra halk pazarını ziyaret edebilir, yöre halkının yaşam tarzını gözlemleyebilir ve yöresel ürünleri tadabilirsiniz.

Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı:  Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı, 1948 yılında inşa edilmiş ve 2. Dünya Savaşı sırasında bu bölgede şehit düşen Amerikan askerleri için yapılmıştır. Şehrin biraz dışında bulunan bu mezarlık, Taugig Şehri’nde bulunuyor. 17.000’den fazla haç dikilen Manila Amerikan Mezarlığı‘nda savaş tarihiyle ilgili makaleler var. Anıtın üzerine sadece Amerikan askerlerinin değil, cesetleri bulunamayan birçok askerin de isimleri kazınmıştı. Birçok evsiz insana ev sahipliği yapan bu bölge, savaş hakkında bilgi edinmek isteyenlerin ziyaret ettiği ortak bir mezarlıktır.

Malacanang Sarayı: Don Luis Rocha tarafından 1750 yılında yaptırılan ve yazlık olarak kullanılan bu devasa saray, sömürge döneminde İspanyol aristokratlarını ağırladı. Şu anda Filipinler Cumhurbaşkanı‘nın ikamet ettiği sarayda, ülkenin geçmişten günümüze nasıl geçtiğini anlatan bir müze var. Malacanang Sarayı, Pasig Nehri‘nin kuzeyinde yer almaktadır. Cumhurbaşkanlığı resmi konutu ve iş yeridir. Neo-klasik tarzda inşa edilen bu bina, Filipinler Devlet Başkanı’nın ikametgâhı olduğu için her zaman ziyaretçilere açık değildir. Müze ve bahçeyi sadece hafta içi ve belirli saatlerde ziyaret edebilirsiniz. Müzenin açık olduğu günler ve saatler her zaman aynı değildir. Bu nedenle müzeyi gezmek isterseniz resmi siteyi ziyaret edip ne zaman açık olduğunu kontrol etmenizi tavsiye ederiz.

Ayala Müzesi: Ayala Müzesi, 1967 yılında Manila, Makati’de kurulmuştur. Ayala Foundation‘da Greenbelt Alışveriş Merkezi‘nin hemen yanında yer almaktadır. Bu müzeye giriş, Ayala Vakfı tarafından özel olarak işletildiği için ücretlidir. 6 katlı bu müzede Filipin kültürünü, sanatını ve tarihini anlatmak için birçok etnografik ve arkeolojik sergi sergileniyor. 3 boyutlu minyatür diyaloglarıyla ünlü bu müze, tarih öncesi dönemlerden önemli olayları anlatıyor. Ayrıca Müze, Filipin deniz ticaretinin ve kolonyal ekonominin gelişmesine katkıda bulunan çeşitli gemilerin modellerini sergiliyor. Ayrıca Filipin kıyafetlerinin, heykellerinin ve mücevherlerinin sergilendiği Makati şehri zenginlerin yaşadığı bölge olduğu için müzeyi gezdikten sonra bu bölgedeki lüks restoranlarda yemek yiyebilirsiniz.

Manila Nerede?

Filipinler’in Luzon Adası’nda bulunan ve 13 milyon nüfuslu Manila Körfezi kıyısındaki şehir sadece başkent değil, aynı zamanda ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan bir liman kenti.

Manila’ya Ne Zaman Gidilir?

Şehrin hava durumuna göre Manila’yı görmelisiniz. Manila’nın tarihi kalıntıları olduğu için bu şehri gün boyu yürüyerek keşfetmek en mantıklı olacaktır. Bu nedenle yürüyüş gezisi için hava koşullarının uygun olduğu dönemler tercih edilmelidir. Manila’daki hava durumu göz önüne alındığında, bozkır iklimi nedeniyle yıl boyunca yağış olasılığı düşüktür. Bu nedenle yaz ayları çok kurak geçer. Kış aylarında sert soğuğun yanı sıra don olabileceği için şubat-mart-nisan arası Manila’ya gitmek daha uygun olacaktır.

Manila’ya Nasıl Gidilir?

Manila, Ninoy Aquino Uluslararası Havalimanı‘na sahiptir. Bu yüzden bu şehre uçakla gidebilirsiniz. İstanbul’dan Manila’ya direkt uçuş ve yolculuklar yaklaşık 12 saat sürüyor. Doha’ya uçuşlar daha uygun, ancak yaklaşık 16 saat sürüyor. Manila’ya en uygun uçuşlar Türkiye-Hollanda-Tayvan’da yapılıyor ancak bu uçuş 27 saat sürüyor. Manila ulaşımınızı bütçenize ve planınıza göre yapabilirsiniz.

Manila’da Nerede Kalınır?

Filipinler’in başkenti Manila, Luzon Adası‘nda yer alır ve 12 milyondan fazla insana ev sahipliği yapar. Aynı zamanda 300 yılı aşkın süredir sömürgeleştirilen Filipinler’in en yıpranmış şehri, tatilini bölgede geçirmek isteyen turistlerin de ilk uğrak noktası. Havalimanının yurt dışı uçuşlara da cevap verebiliyor olması, Manila’yı ülkenin ulaşımında başrol yapıyor ve buradan iç hatlar ya da feribotlarla diğer adaları geçmek son derece mümkün. Şehirdeki kaos, havalimanından çıkar çıkmaz kendini göstermeye başlıyor. Kalabalık, kargaşa, yoksulluk ve zenginlik, gürültü ve kaos, Manila’nın doğasıdır… Bu kaosa rağmen ciddi talep gören Manila, ultra lüks ve modern otellerden daha ucuz ve ekonomik tesislere kadar geniş bir yelpazede misafir ağırlıyor.

  • İpucu: Seyahatinizden iki veya üç ay önce otel rezervasyonu yaparsanız, çok daha uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz.

Manila Otelleri

Filipinler’in başkenti Manila, ülkenin en büyük adası olan Luzon‘da yer almaktadır. Manila Körfezi‘nin doğu kıyısında yer alan şehrin nüfusu 10 milyonun üzerinde. “Kaotik” terimi, büyük ve kalabalık şehir için tam bir ifade olsa da, fakir ve zenginlerin yarattığı karşıtlığı bir arada canlı görmek oldukça şaşırtıcı. Büyük, pahalı ve lüks gökdelenleri çevreleyen fakir ve perişan gecekondular durumu gösteriyor Manila‘da. Şehrin limanı büyük bir ticari değere sahiptir. Ülke ekonomisinin de mihenk taşı olan Manila, 2. Dünya Savaşı sırasında yıkılmış, ancak daha sonra Filipin halkının özgürlük mücadelesi buradan başlayarak başarıya ulaşmıştır. Filipinler’de turizm çok canlı ve başkent Manila’ya gelince gece hayatını sayfalarda anlatmak mümkün. Her tarzda eğlence sağlayan şehirde, özellikle Makati bölgesinde bulunan gece kulüpleri, Manila’nın gençleri ile eğlenmeyi seven turistleri bir araya getiriyor.

Manila Şehir İçi Ulaşım

Manila’da şehri dolaşmak için taksiler veya jeepney denilen toplu taşıma araçları kullanılıyor. Türkiye taksilerinden farklı olarak burası oldukça ucuz, ayrıca üç tekerlekli bisiklet denilen motosiklet benzeri bir araç veya çekçek denilen bisiklet de kullanılabilir. Bu tip araçlar kısa mesafeler için uygundur. Üç tekerlekli bisikletlerde taksimetreye benzer ve ücret belirten ekranlar bulunur. Havalimanından şehir merkezine gitmenin en kolay yolu taksiler olacak. Taksi kullanmak istemiyorsanız trenle şehir merkezine ulaşmak mümkündür. Bu trenin 3 ana hattı var. LRT-1 (Sarı Hat) şehir merkezine ulaşımı sağlıyor. Bu hattaki ilk 4 istasyon 22 PHP iken, 4’ten fazla istasyona 25 PHP ödenmelidir. Trenin ikinci hattı LRT-2’dir (Mor Hat). Bu hattaki ilk 3 istasyon için 22 PHP ödedikten sonra, istasyon başına 1 PHP ödenir. 3. satır MRT-3 (Mavi Hat) yalnızca 10 PHP’dir. Şehir merkezine ulaşım sadece ilk hat olan LRT-1 (Sarı Hat) ile yapılmaktadır. Otobüs ile seyahat etmek mümkün olsa da, otobüslerin belirli bir güzergâhı olmadığı için turistler otobüs kullanmayı tercih etmiyor. Yöre halkı, otobüslerin üzerinde yazılı rotaya göre hareket etmektedir, bu nedenle otobüse binmek şehri tanımayanlar için uygun olmayabilir.

Manila Mutfağı

Manila’da çok karışık bir mutfak olduğu için denenebilecek Filipinler’e özgü bir yemekten bahsetmek zor. Filipinler, İspanyol, Asya ve Çin Amerikan mutfaklarından çeşitli lezzetleri kendi kültürü ile harmanlayan bir ülkedir. En popüler kafe ve restoranlar Malate, Makati ve Ermita bölgelerinde bulunmaktadır. Manila, bir sahil kenti olduğu için deniz ürünleri ile ünlüdür. Her yerde bulabileceğiniz deniz mahsulü restoranlarının en ünlüsü Malate bölgesinde. Bu bölgede bulunan Century Seafood Manila, brokoli, ıstakoz ve karides salatalarıyla ünlü olmakla birlikte lezzetli Çin yemekleri de sunmaktadır. Fiyatı çok yüksek olmayan bu restoranda yılın her zamanında taze deniz ürünlerini rahatlıkla yiyebilirsiniz. Ayrıca sadece Çin yemeklerini tatmak istiyorsanız aynı bölgede bulunan Suzhou Dimsum tercih edilmelidir. Çin yemekleri için de yukarıda bahsettiğimiz China Town‘a gidebilirsiniz. Makati bölgesindeki restoranlara giderseniz bu bölge daha çok zenginlerin yaşadığı yerler oluyor, lezzet açısından daha kaliteli ama fiyat olarak daha pahalı. Et ürünlerini tercih ediyorsanız, burada domuz eti kullanıldığını unutmayın. Sage Bespoke Grill, Ben Angus, Mamou Too, La Cabrera Makati bölgesi için et konusunda iyi olan birkaç restorandan biridir. Ayrıca yerel tatlardan sıkılmak ve geleneksel tatlar istiyorsanız şehrin her yerinde MC Donalds ve KFC gibi restoran zincirlerini rahatlıkla bulabilirsiniz. Manila’da alışveriş merkezleri yemek yenilebilecek yerler olarak da uygundur. Şehrin sıcak ve nemli havasından sıkılırsanız yemek için cool alışveriş merkezlerini tercih edebilirsiniz.

Manila’da Gece Hayatı

Gündüz aşırı sıcaktan bunalan Manila halkı, günün ilk ışıklarına kadar bütün gece eğlenir. Bu şehirde hayatın gece başladığını söyleyebiliriz. Öncelikle gece hayatından kumarhaneler gibi mekânlarda eğlenmek istiyorsanız bu şehirde birçok kumarhane bulabileceğinizi söyleyebiliriz. Özellikle Malate bölgesinde çok sayıda kumarhane var. Solaire Resortand Casino, City of Dreams Manila, Resorts World Manila ve Okada Manila Resort& Casino konaklama birimleri, iyi yemekleri ve kumarhaneleriyle ünlü otellerdir. Dans etmek, eğlenmek, içmek gibi bir gece anlayışınız varsa Manila tam da böyledir çünkü Filipinler’in en renkli gece hayatı bu şehirde yaşanır. Ayrıca insanların çok sıcak ve samimi tavırları sizi rahat ettirecektir. Bu şehirde kulüplere girerken ne giydiğiniz önemli değil. İstediğiniz kıyafetlerle dilediğiniz kulüpte eğlenebilirsiniz. Türkiye’de bu kulüplerin birçoğuna uygun erişime sahip olanlardan daha bira fiyatları ücretsizdir. Bu kulüplere bir örnek vermemiz gerekirse Valkyrie adlı kulüp ile başlayabiliriz. Burası şehrin en meşhur mekânıdır. Makati semtinde bulunan bu kulüp aynı zamanda şehrin en büyük diskosuna da sahiptir. Chaos Manila Night Clup, Valkyrie’den daha uygun fiyatlı. Giriş ücretleri bu kulüpteki eğlence aktivitelerine göre değişmektedir. Kulübün web sitesine bakmak ve aktiviteye göre gitmek daha uygun olur. Yine Makati bölgesinde bulunan Exklusiv, giriş ücreti almıyor. Bu yerin özelliği gece 02: 00’den sonra yoğunlaşmaya başlamasıdır. Gece geç saatlerde eğlenmek istiyorsanız burayı deneyebilirsiniz. L.A. Cafe (24 saat) günün 24 saati açıktır ve giriş ücretsizdir. Bu iki katlı kafede üst kat yemek alanı olarak ayrılmıştır. Akşamları burada canlı müzik eşliğinde yemek yiyebilirsiniz. Bu kafenin alt kısmı iki bölümden oluşuyor. Bir bölüm kalabalık bir bardan oluşurken diğer bölüm bilardo gibi aktivitelerin yapılabileceği daha sessiz bir bölümdür. Gece kulübüne daha sessiz bir mekânı tercih edenler için idealdir.

Manila Festivalleri

Manila festivalleriyle de ünlüdür. Metro Manila Film Festivali aralık ve ocak aylarında gerçekleşir. Bu festivalde çoğunlukla Filipin filmleri yer alıyor. Nisan ayında gerçekleşecek olan Aliwan Fiesta tüm festivallerden üstün kabul ediliyor. Farklı kültürlere ev sahipliği yapan bu festivalde hava koşulları en uygun döneme denk geldiğinden yoğun bir kalabalık var. Ayrıca, Black Nazarene Festivali ocak ayında Manila’da kutlanır. Kara Mesih Heykeli’ni görmek için bu festivale binlerce Katolik katılıyor. Katolik inanışına göre hasta olan insanlar bu heykele dokunduklarında iyileşeceklerine inanırlar. Dilerseniz bu tarihlerde Manila’ya gidip şehri festival havasında görebilir ve farklı deneyimler yaşayabilirsiniz.

Festival dönemlerinde Manila‘ya giderseniz şehrin çok canlı olacağından emin olabilirsiniz. Aşağıda, ziyaretçilerin Manila‘ya farklı aylarda katılabileceği festivallerden bazılarını listeledik. Gitmeden önce festival tarihlerini kontrol etmenizi tavsiye ederiz ve bu dönemlerde otellerin de dolu olacağını hatırlatırız. Otel rezervasyonlarınızı önceden yaptırırsanız yer bulmakta zorlanmayacaksınız.

  • Metro Manila Film Festivali: Aralık – Ocak ayları arasında gerçekleşen bu festivalde sadece MMFF jürilerinin onayladığı filmler sinemalarda gösteriliyor. 1 haftalık bu festivalde diğer yabancı filmlerin gösterilmesi yasaktır.
  • Kara Nazarene Festivali: Ocak ayında gerçekleşen bu festivale, Kara Mesih Heykeli‘ni görmek için binlerce Katolik katılıyor. Katolik inanışına göre hasta olan insanlar bu heykele dokunduklarında iyileşeceklerine inanırlar.
  • Filipinler Üniversitesi Festivali (Filipinler Üniversitesi Fuarı): Şubat ayında Manila’da düzenlenen bu festival, gece geç saatlere kadar yerel müziği sürdürüyor. Halka açık ve ücretlidir.

Manila’da Alışveriş

Manila, renkli gece hayatının yanı sıra alışveriş için de uygun bir şehir. Malate bölgesinde dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Robinsons Place Manila, Makati bölgesindeki Power Plant Mall ve Pasay bölgesindeki SM Asia Mall kesinlikle görülmeye değer. Fiyat olarak ucuz olduğu söylenemez ancak 1.000’den fazla mağazası bulunan bu alışveriş merkezlerinde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Küçük butikleri, yerel mağazaları ve dünyaca ünlü alışveriş merkezleri ile tam bir alışveriş şehri olan bu şehirde elektronikten giyime, takıdan hediyelik eşyaya aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Mağazaları gezmek istemiyorsanız sokaklarda kurulan bitpazarları da var. Açık hava pazarı olan Divisoria‘da ev eşyalarından el işçiliğine kadar her türlü ürünü bulabilirsiniz. Özellikle bit pazarları için satıcılarla pazarlık yapmadan kesinlikle fiyatları onaylamamanız gerektiği unutulmamalıdır. Pazarlığın bir kültür olduğu bu şehirde, iyi pazarlık yapabilirseniz, aldığınız ürünleri çok ucuza alabilirsiniz. Silahis Arts&Artifacts, The Manila Collectible, Wellmanson, Dangwa Flower Market, Robinsons Magnolia, hediyelik eşya satın almak isteyenler için birkaç iyi dükkân. Ayrıca Makati bölgesinde bulunan “Balıkbayan El Sanatları” adlı küçük dükkânda Filipinler kültürüne özgü birçok el sanatını bulabilirsiniz.

Pamalican Adası

Pamalican Adası, Filipinler’in Palawan eyaletinin kuzeyinde, Palawan ile Panay arasında, Sulu Denizi’ndeki Cuyo Adaları bölgesinde yer alan küçük bir adadır. Adanın ana dili Filipince veya Tagalog adlı bir Filipin dili olmasına rağmen, adadaki hemen herkes turist adası olduğu için İngilizce konuşuyor. Mercan resiflerinin ortasında bulunan bu ada, aslen bir aileye ait olduğu için özel mülk olma özelliğini taşıyor. Daha sonra başarılı bir işadamı olan AndrésSorianoJr. tarafından satın alınan ada, daha sonra Soriano’nun çocukları tarafından yapılaşmaya açılarak burayı özel bir tatil yerine dönüştürdü ve böylece artık tek bir aileye ait değil. Ancak, ada hala özel mülkiyette. Burada bulunan ünlü 7 Seas Resort, Sorinos ailesine aittir. Adadaki bir başka tatil bölgesi olan Amanpulo beldesi, dünyanın en iyi ada tatil beldelerinden biri olarak gösteriliyor. Adaya ulaşmak için iki alternatif var. Bunlardan ilki komşu adalardan ve Palawan’dan feribot seferleri. Diğer bir alternatif ise Manila’dan kalkan Dornier228 – 202K uçak hattı. Adada konaklama söz konusu olduğunda en ince detay düşünülerek tasarlanmış bungalov evler dikkat çekiyor. Buradaki tatil tesislerinin çoğu bungalov evlerinin kompleksleridir. Buradaki bungalov evlerin en önemli özelliği, her bungalovun ada genelinde serbest dolaşıma izin veren casita adı verilen kişisel arabalara sahip olmasıdır. Adanın etrafındaki atmosfer genellikle sakin ve gözlerden uzaktır. Eşsiz mercan resiflerinin bulunduğu adanın içinde ve çevresinde rengarenk deniz canlıları ve dev deniz kaplumbağaları da nefes alır. Sualtı yaşamına ilgi duyanlar için olağanüstü manzaralar sunan adada dalış aktiviteleri oldukça yaygın. Adanın kuzey kıyısındaki “Windsurf kulübesinde” rüzgâr sörfü ve yelkencilik sağlayan takım ve eğitmenler de bulunmaktadır. Özellikle kuzey muson yağmurlarının görüldüğü kasım ve mayıs aylarında rüzgâr sörfü yapmayı düşünenler en çok tercih edilenlerdir. Ada ile ilgili önemli bir detay ise adanın pek çok yerinde kredi kartının olmaması ve adada ATM bulmanın oldukça zor olmasıdır. Bu nedenle hazır gelip yanınızda nakit taşımanızda fayda var.

Pamalican Adası İklimi

Pamalican Adası’nın iklimi tropikal iklime bağlı olarak Kasım’dan Mayıs’a kadar kurak mevsimdedir. Bu zaman dilimi, havanın sıcak ve aynı zamanda rüzgârlı olması nedeniyle sörf tutkunlarının en çok tercih ettiği dönemdir. Haziran’dan Ekim’e kadar olan dönem yağışlı dönemdir ve ada muson yağmurlarının etkisi altındadır. Dolayısıyla bu aylarda adayı ziyaret eden turist sayısı daha azdır. Adada yıllık ortalama sıcaklık 27 derece civarındadır. Adada havanın en sıcak olduğu Ocak ayında, ortalama sıcaklıklar 25 derece civarındadır. Bu dönemdeki en yüksek sıcaklık yaklaşık 29 derecedir. Aralık’tan Mart’a kadar olan dönemde adada Amihan ticaret rüzgârları etkili oluyor. Bu dönemde adada yelken faaliyetleri de oldukça hareketli.

Pamalican Adası’nda Yapılması Gerekenler

Pamalican Adası Günlük Turlar:  Pamalican Adası’na geldiğinizde birçok tur operatörü ile karşılaşacaksınız. Bunların günlük turlarına katılın. Çok büyük olmayan Pamalican Adası’ndaki günübirlik turların çoğu, adanın kısa tarihi ve doğası hakkında fikir verir ve bölgenin az bilinen kıyılarını keşfetme fırsatı sunar. Ayrıca günübirlik turların neredeyse tamamı dalış aktiviteleri içermektedir.

Bohol

Plajları ve Çikolata Tepeleri ile en ünlü turistik destinasyonlardan biri olan Bohol, Filipinler’in adalarından biridir. Merkezi Tagbilaran olan aynı adı taşıyan Bohol Adası ve çevresindeki 75 küçük adayı içerir. Bohol Adası, Filipinler’deki en büyük onuncu adadır; Batıda Cebu Adası, kuzeydoğuda Leyte Adası ve güneyde Mindanao Adası. Beyaz kumlu plajları ve dalış yerleri ile turistlerin ilgi odağıdır. Bunların yanı sıra Bohol’da yunuslar ve balina izleme turları da oldukça popülerdir. Bohol ayrıca arı çiftliği ile de tanınır. Popüler Bohol bal tariflerine ek olarak, tıbbi kullanımları da vardır. Bohol genel olarak kuru bir iklime sahip olsa da, haziran-ekim ayları arasında maksimum yağış miktarına sahiptir. Sahil şeridi iç kısımdan daha soğuk. Ilıman ve yağışsız havalarda turistik seyahat için en uygun zaman mart-haziran arası olacaktır.

Bohol’a Nasıl Gidilir?

Bohol’a Tagbilaran Havalimanı (TAG) üzerinden uçuşlar ile ulaşabilirsiniz. Manila’dan Türkiye’ye direkt uçuş yoktur, ancak buraya Uluslararası Havalimanı üzerinden aktarma yaparak ulaşabilirsiniz. Deniz yolunu kullanmak istiyorsanız, Cebu ile Tagbilaran arasında hızlı feribotlar çalışmaktadır. Cebu’dan Tubigon Limanı’na gitmek isterseniz yolculuğun yaklaşık 1-1,5 saat sürdüğünü ve günde 20’den fazla feribot bulunduğunu söyleyebiliriz. Farklı ulaşım alternatiflerini değerlendirmek isterseniz otobüs, taksi veya kiralık araba / motosiklet seçeneklerinden birini de tercih edebilirsiniz. Bohol’un en ünlü turistik mekânı olan Bohol Çikolata Tepeleri‘nde, yüksekliği 30 ila 50 metre arasında değişen ve mevsime göre kahverengiye dönen yeşil çim kaplı 1.268 tepeden oluşuyor. Bu tepeler alışılmadık bir jeolojik oluşum olarak kabul ediliyor Çikolata Tepeleri’nin nasıl oluştuğunu soracaklar için henüz nasıl oluştukları konusunda bir fikir birliği olmadığını söyleyebiliriz. Bu tepeler hakkında anlatılan iki farklı efsane var. İlk efsaneye göre bu tepeler günlerce birbirleriyle savaşan iki devin attığı taş ve kumlardan oluşmuş ve savaşı bitirip sahayı terk ettiklerinde bu dağınıklık kalmıştır. Diğer efsane biraz daha romantik:  Son derece güçlü bir dev, âşık olduğu ölümlü kızın ölümünden sonra ağlamaya başladı. Döktüğü gözyaşları, üzüntüsünün kalıcı bir kanıtı için tepelere dönüştü.

Bohol’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Tarsier Rezervi. Dünyanın en küçük primat olan Tarsier maymunları burayı ziyaret ederek görülebilir. Bu korunan alan, ziyaretçi merkezi olmasının yanı sıra habitat araştırma alanı olarak da işlev görmektedir. Tarsiler korunaklı alan içerisinde serbestçe dolaştıkları için doğal ortamlarında görüntülenebilir. Stephen Spielberg ve Georges Lucas‘ın Tarsier‘den esinlenerek E.T ve Yoda karakterlerini yarattıklarına dair bilgiler de olduğunu söylemek yanlış olmaz. Filipinler’in ritüellerinden Blood Compact anıtı da Bohol‘da görebileceğiniz yerler arasında. Bir dostluk ya da anlaşma söz konusu olduğunda, taraflar kanlarını şarap benzeri bir sıvıyla doldurulmuş bir bardağa dökerek içiyorlar, eski bir Filipin ritüeli olan Blood Compact, temelde bir kan kardeşliği olan ve onaylanması gerekiyor. Bohol’daki ünlü Kan Kompakt Anıtı’nda, İspanyol kâşif Miguel López de Legazpi ile Bohol şefi Datu Sikatuna arasında 1565 yılında yapılan anlaşmanın ritüeli yer alıyor.  Her seviyeden insana açık olan merkezlerde güvenle tüplü dalış yapma imkânı bulabilirsiniz. Bohol’da iken bu plaja gitmenizi tavsiye ederiz.

Danao Macera Parkı, Bohol halkının eko turizm konsepti olarak karşımıza çıkacak. Bu büyük tabiat parkı, farklı temalı turlara katılma imkânı sunuyor. Kuş gözlemciliği, mağaracılık, organik çiftlik ziyareti, pirinç tarlası yürüyüşü gibi birçok aktiviteye katılabilirsiniz. Daha maceralı bir gezi yapmak isteyenler için dağ yürüyüşü ve kaya tırmanışı gibi seçenekler de bulunuyor. Şehir merkezinde bulunan San Jose Katedrali defalarca yeniden inşa edilmiş olsa da dinginliği ve mimarisi ile ziyaretçileri etkilemeyi hala başarıyor. Bu haç şeklindeki yapı, Bohol’daki Katolik inancının ana merkezi haline geldi. Mercan duvarlar ve taş oymalar buranın en dikkat çekici özellikleri arasındadır. Bu yer ile Bohol Adası’nın en ünlü ve en eski kilisesini de ziyaret edebilirsiniz. İnşaat 18. Yüzyılın başlarına kadar uzanan Katolik kilisesi Baclayon Kilisesi; İçinde bir müzeye de ev sahipliği yapıyor.

Bohol’da Nerede Kalınır?

Filipinler’in Visayan bölgesindeki turistik adalardan Bohol, çekici ortamıyla her yıl çok sayıda turisti ağırlıyor. Uzun sahil şeridi, Çikolata Tepeleri, gürleyen şelaleleri, her yerde karşınıza çıkan mağaraları, beyaz kumlu plajları ve dalış duvarları ile oldukça ilgi görüyor. Pirinç tarlaları, bakır madeni ve turizm endüstrisinden elde ettiği gelirle ekonomisini canlı tutan Bohol’da, Filipinler’in bazı bölgelerinde görülebilen yaşam ve koruma alanında Tarsier maymununu izlemek de mümkün.

  • İpucu: Seyahatinizden iki veya üç ay önce otel rezervasyonu yaparsanız, çok daha uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz.

Orta Güney Filipinler’in turistik adalarından Bohol Hotels Bohol, ülkenin en popüler tatil destinasyonları arasında yer alıyor. 261 kilometrelik sahil şeridi ile Bohol, Filipinler’in en büyük onuncu adasıdır. Güneybatı ve kuzeybatı taraflarında bulunan 70 küçük ada tarafından yönetilmektedir. Ana adanın çoğu tepelik arazidir ve yarısı kireçtaşı ile kaplıdır. Çikolata Tepeleri olarak bilinen kireçtaşından yapılmış tepeler; Mevsim şartlarına göre kahverengileşen ve tüm dünyanın ilgisini çeken çimler nedeniyle çikolata dağlarına benzetilmektedir.

Bohol Tarsiers denilen dünyanın en küçük maymun cinsi olan primatlara bu adada rastlamak mümkündür. Danao Macera Parkı, adada devam eden bir ekoturizm çalışmasıdır. Oldukça geniş bir alanı kaplayan park, farklı konseptlerle doğal parkurlarda maceralara zemin hazırlıyor. Mağaracılık, organik tarım, pirinç tarlası turu, trekking ve tırmanış gibi birçok aktivite bu bölgede sizleri bekliyor.

Palawan

Palawan’da görülecek çok güzel yerler var. Hem en büyük şehri El Nido‘nun bulunduğu anakarada hem de çevre şehir ve adalarda muhteşem manzaralara şahit olacaksınız. Sabit dört farklı ada turu var. Bu turlardan birine katılabilir veya kendi turunuzu yapabilirsiniz.  El Nido, karstik kireçtaşı kayaları, üzerinize yapışan beyaz un gibi kumları, sizi çeken rengârenk resifleri, muhteşem lagünleri ve bir anda karşınıza çıkan ilginç kumsallarıyla Palawan Adası‘nın kuzeyinde yer alan muhteşem bir yerdir. Bu şehir, ana ada olan Palawan Adası’nda bulunur ve aslında Palawan Adası, yaklaşık 450 kilometre uzunluğunda ve neredeyse 50 kilometre genişliğinde bir adadır. Dünyanın önde gelen seyahat dergileri tarafından defalarca en güzel ada seçilmiştir. Bu ana adanın en güzel bölgelerinden biri El Nido şehridir. Kasaba oldukça küçük, deniz kenarında bir ana cadde ve bu caddeyi kesen başka bir cadde var. Bu kadar. Trafik yok, büyük araçlar yok, gürültü yok. Herkes parmak arası terliklerinden ve şortlarından memnun. Çoğunlukla Fransız ve Alman turistler hayatın anlamını çoktan bulmuşlardır.

Palawan’da Ulaşım

Bu muhteşem adalara ulaşmak aslında o kadar kolay değil. Belki de bu yüzden buraları henüz pek çok turist akınına uğramamıştır. Bu yüzden buraya bir an önce gelme zamanı. Aslında buraya gelmenin üç yolu var. Birincisi, sabah kalkan teknelerle Coron adasından buraya gelip 6-8 saat süren bir deniz yolculuğuna çıkabilirsiniz. Bu size yaklaşık 1200-1800 pesoya mal olacak. Başkent Manila’dan kalkan ve şehrin hemen yanındaki küçük havalimanına inen uçakları çok sık olmasa da ikinci rotaya binebilirsiniz. Fiyatlar normalden% 50 daha yüksek olacak. Yani yaklaşık 5000 peso. Son ve en çok kullanılan rota olan Palawan Adası’nın ana havalimanı, Puerto Princesa havalimanı olacak. Bu havalimanına her yerden uçuş bulabilirsiniz, ancak Puerto Princesa‘ya geldikten sonra 6-7 saatlik bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Bu size yaklaşık 500-600 Peso’ya mal olacak.

Palawan’da Gezilecek Yerler

Sirena Caddesi’ni ziyaret edip şehrin deniz kenarında oturun ve muhteşem tepeler üzerinden kızıl gün batımını izleyin. Gizli Lagün, Büyük Lagün ve Küçük Lagün (Tur A) El Nido’dan Tur A programı için sabah 9’da ayrılıyor. Bu turun rotası Yedi Komando Adası, Miniloc Adası, Gizli Lagün, Büyük Lagün ve son olarak Küçük Lagün’dür. İlk iki durakta, Seven Comandos Adası ve Miniloc Adası, şnorkeliniz ile masmavi sulara dibine dalın. Bu iki ada o kadar güzel ki, o kadar büyüleyici ki daldıktan sonra ayrılmak istemeyeceksiniz. Sonraki üç durak, yani Gizli Lagün, Büyük Lagün ve Küçük Lagün, bu turdaki ana destinasyonlar. Gizli Lagün’de önce kireçtaşlarının oluşturduğu küçük bir delikten geçip nefes kesen lagün kısmına geçersiniz. Ardından adanın sahil tarafına geçip bir saat dinleniyoruz.

Çok etkileyici bir yer, fotoğrafların kelimeleri temsil etmeye yetmediği bir yer. Berrak suyun altında muhteşem resifleri ve balıkları çok net görebilirsiniz. Ancak tekneler burada durmuyor. Sadece fotoğraf çekiyorsun. Sebep elbette alanı korumak ve temiz tutmaktır. Son durak Küçük Lagün’e gidiyor. Adından duyduğunuz kadar küçük olduğunu düşünmeyin. Oldukça büyük bir lagün. Dilerseniz kano kiralayıp lagünü ziyaret edebilirsiniz. Kişi başı kano ücreti 100 pesodur. Lagün içinde dolaşmadan önce kano ile küçük bir delikten geçerek devasa lagüne gireceksiniz. Lagünün en sonuna gidip gizli köşelerini keşfedebilirsiniz.

Helicopter Island, Hidden Beach, Star Beach, Secret Beach ve Matinloc Shrine (Tour C), Helicopter Island turu yapmak için sabah 8’de kalkmanız gerekecek. 9’da tekneye bineceksiniz tur yapacaksınız El Nido çevresindeki muhteşem adalara yolculuğunuz yaklaşık 10-20 kişi ile başlayacak. Tur C rotası aşağıdaki gibidir; Helikopter Adası, Saklı Plaj, Yıldız Plajı, Gizli Plaj ve Matinloc Tapınağı. Tüm tur paketleri arasında en popüler rotadır. Yaklaşık 30 dakika içinde ilk durağınız Hidden Beach‘e varacaksınız. Sahili dışarıdan göremezsiniz. Ama içeri girdikten sonra beyaz kumlu harika bir plaj sizi karşılıyor. Bu bölgede her yerde hâkim olan muhteşem manzaralar, kireçtaşı kayalıkları göreceksiniz. Bir sonraki durak Star Beach. Tur Star Beach‘te biraz daha uzun kalıyor. Çünkü ne renk diye tanımlayamayacağımız o muhteşem denizde önce bir saat kadar resiflere dalacak, ardından harika bir öğle yemeği yemek için sahile gideceksiniz. Karidesler, etler eşliğinde muhteşem yemeklerin tadını çıkarın,  hindistancevizi ağacının altındaki masada tavuk ve mango.

Harika bir öğle yemeği ve muhteşem resif dalışlarından sonra bir sonraki durak Gizli Plajdır. Karstik kireçtaşından yapılmış dağlardan geçerek gizli, nefes kesici, büyüleyici ve muhteşem lagünlere geçebilirsiniz. Bunlardan biri de Gizli Sahil. Nedeni ise dışarıdan sıradan bir dağ gibi görünen ama dağın küçük bir kısmından girip içeride muhteşem bir manzaraya şahit olduğunuz yer. İlk başta hiç yokmuş gibi yüzecek ama küçücük bir delikten geçip bu manzarayı gördükten sonra birisi fotoğraf çekerek ilk sürprizinizi ölümsüzleştirmiş mi diyeceksiniz. Tur, Secret Beach‘te bir saat kaldıktan sonra Matinloc Tapınağı‘na devam ediyor. Matinloc Adası‘ndaki Matinloc Tapınağı, sizi muhteşem kireçtaşlarının ardında karşılayacak. Burası terk edilmiş bir tapınak, tapınağı ziyaret edip kayaların tepesine tırmanabilirsiniz. Tepeye tırmandıktan sonra ne demek istediğimizi anlayacaksınız Son durağımız adadaki kalkerlerin oluşturduğu uçurumlardan adını alan, tepeden bakıldığında helikopter gibi görünen ve harika bir kumsala sahip olan Helikopter Adası. Burada şnorkelle yüzebilir ve sahil boyunca yaklaşık bir saat yürüyerek adanın tadını çıkarabilirsiniz.

Puerto Princesa: Ülkenin 80 eyaletinden biri olan Palawan Adası’nın başkenti Puerta Princesa‘nın nüfusu 200.000 civarındadır. Şehirde çok çarpıcı bir şey yok. Ancak dünyanın yeni 7 harikasından biri olan Yeraltı Nehri Milli Parkı bu şehre 45-50 dakika uzaklıkta. Şehirde bir havalimanı olduğu için çok rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz. Aslında havalimanı şehre yaklaşık 5 dakika uzaklıkta yani neredeyse şehirde sayılır. Başkent Manila‘ya gitmek ve oradan diğer adalara transfer için havalimanını kullanabilirsiniz. Ya da direkt olarak Cebu Adası‘na gidebilirsiniz, hatta bu şehre Singapur’dan direkt uçuşlar bile var. Bu rotayı da düşünebilirsiniz. Bu şehirden pek çok noktayı gideceğiniz rotaya göre planlayabilirsiniz. Şehir içi ulaşımda da her zaman olduğu gibi tri-bisiklet araçları kullanabilir ve 20 ile 40 peso arasında değişen fiyatlar ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

Günlük motor kiralama 500 Peso civarında olacak. Aslında kesinlikle motosiklet kiralayıp köylerde kaybolmadan dönmemelisiniz. Buradaki bir numaralı cazibe noktası olan Yeraltı Nehri, dünyanın yeni 7 harikasından biri olarak bilinen yer altı nehri olup, kireçtaşlarının oluşturduğu 8 km’den fazla uzunluğa sahiptir. Buraya gitmek için bir tur acentesine üye olmanızı tavsiye ederiz. Çünkü korunaklı bir alan olduğu için gitmek her zaman kolay olmuyor. Belirli bir turist sayısı limiti dahilinde gidebilirsiniz.

Filipinler Türkiye Dış Temsilcilikleri

MANİLA BÜYÜKELÇİLİĞİ

Adres: 2268 PARAISO STREET DAS MARINAS VILLAGE 1222 MAKATI
CITY/ METRO MANILA PHILIPPINES
Telefon: 00 63 2 843 97 05 00 63 2 843 97 07 00 63 2 887 63 73 00 63 2
888 56 99
Faks: 00 63 2 843 97 02
embassy.manila@mfa.gov.tr
http://manila.be.mfa.gov.tr

Filipinler gezi rehberine dair bilinmesi gerekenleri bu şekilde sizlere aktardık. Filipinlere daha önce hiç uğramamış bireylerin daha hazırlıklı olması ve nitelikli bir gezi deneyimini duyumsaması adına tüm önemli destinasyon noktaları ve Filipinler’de işinize yarayacak bilgileri sizlerin istifadesine sunduk. Bu rehber doğrultusunda harika bir gezi tecrübesi yaşayacağınızı temenni ediyor ve iyi tatilleri diliyoruz. Bir sonraki gezi turunuzda görüşmek üzere!

Yorum Yap

Yorum Yap